29 Mayıs 2016 Pazar

TÜRKLER VE LVİV

Financial Times gazetesi 2012-2013 yılları arasında yaptığı bir araştırmada Lviv’in gelecekte doğrudan yabancı yatırımcı çekme açısından en iyi stratejiye ve iş yapma açısından ekonomik etkinliğe sahip 10 Avrupa kentinden biri olduğunu belirtiyordu.  En önemli kozu açıklık olan kent yönetiminin  9 sene önce hazırladığı stratejik kalkınma planında bilişim, turizm, baskı, hafif sanayi ve eğitim ön plana çıkıyordu. Söz konusu planın süresinin dolmasına bir yıl kala Lviv yönetimi Deloitte şirketi ile birlikte yeni kalkınma stratejisi üzerinde çalışıyor…
2006 senesinden Lviv’i yöneten belediye başkanı Andrey Sadovıy ise her fırsatta Türkler de dahil olmakla yabancı yatırımcıları kendi şehrine davet ediyor. “Yeter ki yatırım yapmaya hazır olsunlar” diyor ve bürokratik engellerin  olmamasını avantaj olarak değerlendirmeyi öneriyor.
Lviv, kongre, otel, restoran turizmi için oldukça elverişli bir yer. Ayrıca Sadovıy  haklı – Ukrayna’ya has ağırdan alma kendini burada da gösterse dahi, Lviv, reformlara en hızla adapte olan ve onları uygulayan bir kent. Lviv’in Avrupa’ya coğrafya ve kültür olarak çok daha yakın oluşu  yatırımcılar için bir fırsat…
LVİV’DEKİ TÜRK İŞ DÜNYASI
Lviv’de, bu avantajlara rağmen  Türk yatırımlarının çok olmadığını ilk yazıda da belirtmiştim.
Bölgedeki en eski Türk yatırımcılardan birisi  Onur Taahhüt Ticaret Anonim Şirketi.  Onur İnşaat, Batı Ukrayna’daki en büyük Türk yatırımcısı. Ukrayna genelinde 1000’in üzerinde personel çalıştıran Onur İnşaat’ın son yıllardaki faaliyetleri Lviv’e yoğunlaşmış durumda.  12 yıldır bölgede bulunan şirketin sadece Lviv’de 700 personeli bulunuyor. Lviv-Krakovets, Rava-Ruska yollarının önemli bir kısmı,  yine Lviv’e bağlı Dragobic şehrinin şehir içi yollarının onarımı, altyapı-rehabilitasyon işlerini gerçekleştiren şirket Lviv belediyesi caddelerinin de yapım-onarım-altyapı işlerinden sorumlu. Şehirdeki tramvay hattının altyapı rehabilitasyon işleri de Onur İnşaat tarafından gerçekleştirilmiş. Şirket, bunların yanı sıra Lviv’de kendi beton üretim tesisini de kurmuş.  Yakın yedi sene içerisinde de bölgede Avrupa standartlarında otoyol yapımını sürdürmeyi planlıyor.  
Önceki yazıda da “sanki Türk konsolosluğu” diye bahsettiğim Glory Cafe de Onur İnşaat’ın sahiplerine ait.
Söylemeden geçmek istemiyorum –Lviv ve civarında bulunan 6 Türk şehitliğinin bakım-onarım çalışmalarında Kiev’deki Türk Askeri Ataşeliğinin en büyük destekçisi de Onur İnşaat…






Bölgenin  en eski yatırımcılarından olan ve 17 senedir Lviv’de bulunan  Wood İndustries artık ‘Lvivli’ sayılır. İki genç işadamının – Selim ve Fatih Tever kardeşlerinin yönettiği firma ağaç sanayisi sektöründe faaliyet gösteriyor ve Batı Ukrayna’daki en büyük Türk sanayi yatırımcısı.  220 çalışanıyla özellikle kaplama alanında öne çıkıyor.
 Bölgede ağaç sektöründe çalışan Türk firmalarından birisi de Glory Wood.  Genç ve atak Türk işadamlarından Burak Selim Dicle’nin yönettiği Glory Wood, ağaç ihracatı ile meşgul.
Bütün dünyada olduğu gibi Ukrayna’da da Türklerin başarılı olduğu alanlardan birisi tekstil.
Tur Tekstil Hazır Giyim Perakende Set Mağazacılık, firma olarak Lviv’de yeni sayılır, ancak Ukrayna deneyimi 12 yıl. Şu an kentte 4 mağazası bulunuyor, 30 personel çalıştırıyor. Şirketin başında bulunan genç işadamlarından Fatih Aydın, Wood İndustries’nin yöneticilerinden Selim Tever’le birlikte Türk-Ukrayna İşadamları Derneği Batı ofisinin de faaliyetlerini yürütüyor.
10 yıllık Ukrayna deneyimine sahip Vario Ayakkabı da Lviv’deki iki mağazasıyla kentin yenilerinden.
Ukrayna perakende sektörünün en güçlülerinden olan Colin’s’in de Lviv bölgesinde birkaç mağazası bulunuyor.
Bunların dışında  birkaç küçük firma, dönerci, İstanbul, Bosfor gibi bir kaç restoran da bulunuyor.
Lviv’e Türkiye’nin üç havayolu şirketinin uçuşları bulunuyor. Türk Havayolları ve Atlasglobal, haftada 3 kes, Pegasus ise 4 kez İstanbul’dan Lviv’e uçuşlar gerçekleştiriyor.  Türk Hava Yolları, Lviv’de, Avrupalı Havayolu şirketleri dahil temsilcilik düzeyinde bir ofise sahip olan tek şirket…
VE LVİV’DEKİ TÜRKLER….
Şimdi konunun en önemli kısmına gelelim. Yukarıda bahsettiğim şirketler ve işadamları Türkiye’nin Lviv’deki ve Ukrayna’daki imajını, itibarını yukarıya taşıyan isimler.  Ancak, ne yazık ki Lviv’de giderek bu isimleri dahi rahatsız eden bir Türk imajı oluşuyor. Sebebini ilk yazının girişinde de yazmıştım – “yüzde 85 kadın” efsanesinin peşine takılan kafa…
Lviv’de son yıllarda turist sayısında ciddi artış var.  Yetkililer, Euro 2012’den sonra kentte her yıl neredeyse 5 otel açıldığını söylüyor. Lviv’de Uluslararası otel operatörlerinden sadece Ramada ve İbis bulunuyor. Ancak iki uluslararası otel zinciri ile görüşmelerde de sona gelindiği bildiriliyor.
Daha uzuca Avrupa görmek isteyenlerin ilk tercihi olan Lviv’e geçen sene gelen turist sayısı 2 milyon. Bu sene 2,1-2,2 milyon olması bekleniyor. Gelen turistin yüzde 67-70’i Ukraynalılar. Yabancılar arasında Lviv’i en çok tercih edenler Polonyalılar, Almanlar, Belaruslar ve Türkler.   
İstatistiklere göre yabancı turistler Lviv’de ortalama 646 Euro, Ukraynalı turistler ise 282 Euro harcıyor.  Turistler ortalama 3 gün süreyle Lviv’i tercih ediyor.  
Lviv’de en çok para harcayan yabancılar Almanlar. Zira Almanlar sadece şehirde gezmekle, yiyip-içmekle ve gece kulüplerinde eğlenmekle yetinmiyor, Lviv’de tiyatroya, müzeye, operaya da gidiyor ve o muhteşem kültürün tadını çıkarıyor.
Lviv yönetiminin gözü ise Çinli turistlerde. Dünyada seyahate en fazla para harcayan Çinlileri Lviv’e çekmek için sorunları çözmeye çalışan Lviv yönetimi, kentin altyapısını iyileştirerek  ve  bu eski Avrupa şehrinin özelliklerini ön plana çıkararak turist akımını daimi kılmayı hedefliyor.
Ancak Türkiye’den Lviv’e giden turistlerin büyük bir bölümünü “Galiçya’nın başkenti”, “Ukrayna’nın Avrupa kapısı”, “Kültür başkenti”, “Küçük Prag”, “Küçük Budapeşte” tanımlamaları ilgilendirmiyor.
Ukrayna basınında Lviv’deki Türk turistlerle ilgili yapılan bütün aramalarda karşınıza çıkan başlık şu: “Türkler, Lviv’e ucuz seks için geliyor”. Ve ne yazık ki bu gerçek…
Daha  Avrupa Ligi maçlarının oynandığı sırada meşhur Femek kızları eylem düzenleyerek Türk erkeklerinin Lviv’e girişinin yasaklanmasını istemişlerdi. Anlatılanlara ve yazılanlara bakılırsa, şimdi durum Femen’in itiraz ettiğinden bile daha vahim…
Özellikle de uçak seferlerinin sayısı ve uygun bilet bulunabilecek kampanyalar arttıkça, Lviv’e gitmek Türkler için daha kolay hale geliyor. İstatistiklere göre, sadece 2014 yılıyla 2015 yılı arasında Türk turist akımında yüzde 30’luk bir artış var. Bu senenin istatistiklerinde rakam daha da yükselecektir muhtemelen – çünkü artık Rusya’ya gitmekten korkar olan Türk turistlerin de rotalarından birisi Lviv…
Yerel turizm acenteleriyle yapılan anketlere bakılırsa, Lviv’e ayak basan Türk turistlerin ezici çoğunluğunu güzel kızların eğlendiği en yakın gece kulübünün nerede bulunduğu ilgilendiriyor.
Geçtiğimiz sene Lviv yönetimine yakın yerel gazetelerden birinin yaptığı araştırmaya göre, Türk turistlerin bir kısmı önceden sosyal ağlarda kızlarla  tanışıyor ve sonra “misafirliğe” gidiyor.  Lviv’e giden Türk erkeklerin büyük çoğunluğu ise  “paralı hizmet veren” kadınlar üzerine değil, gece kulübünde içki ısmarlayarak “gönlünü kazanabileceği” kızlar üzerine plan yapıyor.  Bu “gönül kazanma” girişimleri ise içkinin dozuna da bağlı olarak çoğu zaman çığırından çıkabiliyor.   Ve sonuç olarak Lviv’in sayısı çok fazla olmayan gece kulüplerinin bazılarında haftasonları Türk erkeklere giriş yasağı zarureti doğabiliyor.  Zira Lvivliler gece kulüplerinde ve hatta gündüz sokakta güzel kızlara (bazen hatta eşi yanında olan kadınlara bile )çok pervazsızca asılan Türk turistlerden memnun değil.
İMAJ ÖNEMLİ...
Lviv’de yaşayan Türklerin söylediğine göre, son aylarda aileleriyle Lviv’e gelen Türk turist sayısında belirgin olmasa dahi artış var. Bu artıştan Lvivliler tabi ki memnun, ancak en çok memnun olan orada yaşayan Türkler. Çünkü bu tür seyahatlerin artmasının Lviv’deki Türk imajına olumlu katkıda bulunacağına inanıyorlar. Aynı şekilde Türkiye’nin festivaller, kongreler, organizasyonlar kenti olan Lviv’de  kendi kültürü, girişimci ruhu, etkinliği ile ön plana çıkma potansiyeline sahip olduğundan da eminler.
Türkiye aslında mayıs ayında sadece bir hafta içerisinde yaptığı faaliyetlerle bunu sergiledi.
Değerli dostum Burak Pehlivan başkanlığındaki Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği’nin Batı Ukrayna Temsilciliği Lviv’in en merkezi caddelerinin birinde açıldı.  Lviv’de İvano Franko Ulusal Universitesi’nde TİKA’nın katkılarıyla kurulan Türk Dili ve Edebiyatı Merkezi’nin açılışı yapıldı.  Dr.Emre Aracı yönetiminde Lviv Senfoni Orkestrası, Osmanlı Saraylarında Batı Müziği temalı konseriyle izleyenleri büyüledi.  Lviv’e çok yakın mesafede bulunan İvano Frankivsk’e bağlı Lopuştina köyünde  Galiçya’da şehit düşen Türk askerleri Mehteran’la anıldı.  Ukraynalıların gurur duyduğu Roksalana’nın – Hürrem Sultan’ın köyünde Mehteran tarihi bir konser verdi, ardından Lviv sokaklarında Mehteran rüzgarı esti… Bunlar, sadece bir hafta içerisinde 3 güne sığdırılan ve izleyen Lvivlileri hayran bırakan faaliyetlerdi.

Gönül ister ki, Lvivlilerin Türklerle ilgili baskın duygusu hep hayranlık olsun…

Gönül Şamilkızı 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara