26 Mayıs 2014 Pazartesi

‘Kral’dı, Başkan oldu…

Ukrayna’nın yeni Cumhurbaşkanı belli oldu. Ülke tarihinin en kritik seçiminin galibi, ünlü oligark-siyasetçi Petro Poroşenko oldu.
Kimdir Petro Poroşenko?
26 Eylül 1965’de Odessa vilayetine bağlı Bolgrad kentinde doğan Poroşenko 1970 senesinde ailesiyle birlikte Moldova’nın Bender bölgesine, 1992’de ise Kiev’e taşındı. Ailesi şu an Vinnitsa vilayetinde yaşıyor.
Ünlü Ukrayna şairi Taras Şevçenko’nun adını taşıyan Kiev Üniversitesi uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk bölümü mezunu. Uzmanlık alanı uluslararası ekonomiEkonomi alanında ciddi ödülleri bulunuyor.

Kakao çekirdeğinden başladı…
Poroşenko, Ukrayna’nın en zengin isimlerinden. Forbes’in son değerlendirmesine göre, 1,3 milyar dolarlık servetiyle Ukrayna’nın en zenginleri listesinde 7.sırada.  Siyasete ticaretten gelenlerden. İlk büyük parasını daha öğrenciyken kazandı. Üniversitede okurken bir taraftan da işletmelere yabancı ülkelerle anlaşmalar imzalama konusunda yardımcı olmaya ve bu arabuluculuktan %0,5 ila %1,5 arasında bir komisyon almaya başladı. Son sınıfı tamamladığında artık kendi parasıyla aldığı bir “Volga”sı vardı. Hemen ticarete başladı.
Önce Sovyet şekerlemecilerine kakao çekirdeği satıyordu. Sonra baharat işine girdi, dünyadaki karabiber hasadının %4’nü aldı, fiyatların yükseldiği anda Batı piyasalarına satarak büyük ticarete adımını attı. Karabiber işinden sonra otomobil ticaretine başladı.
1990-91 senelerinde “Respublika” adlı (Cumhuriyet) Küçük ve Orta İşletmeler Birliği’nin Genel Müdür Yardımcısı olarak kariyerinde ilk yükselişi elde etti. 1991-93 senelerinde Ukrayna Borsa Evi’nin Genel Müdürü oldu.  1993 senesinde arkadaşlarıyla birlikte Ukrayna Sanayi ve Yatırım Birliği’ni (Ukrprominvest) şirketini kurdu. 1998 senesine kadar bu şirketin Genel Müdürülüğü de dahil, çeşitli şirketlerin yöneticiliğini yaptı. Vinnitsa Şekerleme Fabrikasının Gözlem Konseyi Başkanlığında bulundu.
Çikolata kralı oldu….
Poroşenko’nun en ünlü markası olan Roshen de bu yıllarda kuruldu. Roshen’in yükselişi ile birlikte Poroşenko’nun adı “çikolata kralı” diye anılmaya başladı.
Roshen, dünyanın en büyük çikolata üreticilerinden birisi. Ukrayna’yı dünyaya tanıtan bu markada Sovyet döneminin en ünlü tatlılarından Kiev pastası da dahil, çeşitli ürünler üretiliyor. Daha bir sene öncesine kadar Roshen’in en büyük pazarı Rusya idi. Ünlü markanın ürünlerinin yarıdan fazlası Rusya’ya ihraç ediliyordu. Ancak 2013 senesinde Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan ticari savaşın kurbanlarından biri de Roshen oldu – Rusya, Roshen’in ithalatını yasakladı. Geçtiğimiz mart ayında ise Roshen, Rusya’da bir sorunla daha karşılaştı – Moskova mahkemesi şirketin 2,8 milyar rublelik hesabına haciz koydu. Forbes’in haberine göre, Poroşenko, geçtiğimiz sene 5 milyon dolarlık gelir deklarasyonu açıkladı. Bu rakamın tamamı  menkul ve kurumsal hakların satışından ve faiz gelirlerinden oluşuyor. Ukrayna’nın yeni Cumhurbaşkanının depozito hesabında ise 10 milyon doları bulunuyor.
Siyasete geldi…
Poroşenko’nun yaşamında siyaset sahnesi 1990’lı yılların sonlarında açıldı.  1998’de Petro Poroşenko bağımsız milletvekili seçildikten sonra dönemin Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma’ya yakın olan  Sosyal Demokrat Parti grubuna geçti, kısa süre sonra da partinin Siyasi Konsey üyesi oldu. Sosyalistlerle işbirliği iki sene sürdü. Poroşenko,  Ukrayna’nın iddialı siyasetçilerinden SDPU Politbüro Başkanı Viktor Medvedçuk’la anlaşamayınca sosyal demokratlardan ayrıldı ve kendi sol merkezci Solidarnost (Dayanışma) grubunu ve Ukrayna Dayanışma Partisini kurdu.  Solidarnost, yeni kurulan Bölgeler Partisiyle ittifaka girince eşbaşkanlık görevini üstlendi. Ancak “bölgeseller”le işbirliği de kısa sürdü. Poroşenko partide lider olmak isterken Nikolay Azarov engeline takıldı ve  2001 senesinde Viktor Yuşçenko’nun Bizim Ukrayna blokuna katıldı.
2002 senesinde Bizim Ukrayna bloku %23,57 oyla birincilik kazanarak parlamentoda 450 yerden 70’ni elde etti. Peter Poroşenko ise bu bloku temsilen parlamentonun çok etkili komitelerinden birisinin – bütçe komitesinin başkanı oldu.
Halk İttifakı-Bizim Ukrayna Partisinin prezidyumuna seçilen Poroşenko, 2004 senesindeki cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Yuşçenko’nun oluşturduğu Halkın Gücü koalisyonunun seçim karargahının başkanlığını yaptı.  2003 senesinde aldığı 5.Kanal televizyonunun bütün imkanlarını Yuşçenko’nun kazanması için kullandı. 5.Kanal, medyanın ciddi sansüre maruz kaldığı Ukrayna’da  “turuncu devrim”in sesi oldu…
Bizim Ukrayna’nın ve “turuncu devrim”in lideri Viktor Yuşçenko’ya hem siyaseten, hem de kişisel olarak en yakın isimlerden birisiydi.  Aktif rol aldığı turuncu devrimin ardından  Yuşçenko’nun işi siyasetten ayırma çağrısına destek vermek için Ukrprominvest’teki görevini aynı şirkette Genel Müdür olan  babasına devretti. Ancak hiçbir zaman düşmanlarının bu ayrılığın yalnız sözde olduğuna ilişkin iddialarından kurtulamadı…
Timoşenko ile yıldızı hiç barışmadı
Siyasetteki en önemli görevlerinden birisine Yuşçenko döneminde atandı – şubat 2005’de Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanlığına getirildi. Aslında önce adı Başbakanlık için geçiyordu, ancak Yuşçenko bu görevi Yuliya Timoşenko’ya verince itiraz etmedi. Buna rağmen Timoşenko ile yıldızları hiç barışmadı. Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı görevinde sadece 8 ay kaldı. Başbakan Yuliya Timoşenko ve ekibi ile yaşadığı anlaşmazlıkların ve kendisine yönelik yolsuzluk suçlamalarının ardından Yuşçenko Poroşenko’yu görevden aldı.  Poroşenko, bizzat Timoşenko’nun avukatının da yer aldığı bir ekibin bu iddiaları araştırdığını ve kanıtlayamadığını söyledi, ancak Yuşçenko, çiçeği burnunda hükümetinin üzerine gölge düşmesini istemediği için turuncu devrimin sponsorunu uzaklaştırmayı tercih etti.
2006 senesinde Bizim Ukrayna grubundan milletvekili seçilen Poroşenko 2007 senesinde Merkez Bankası Başkanı görevine atandı.  Bu görevi 2012 senesine kadar sürdürdü. Paralel olarak Ekim 2009’da Dışişleri Bakanı görevine getirildi, ancak 11 Mart 2010’da kurulan Nikolay Azarov başkanlığındaki hükümet tarafından görevden alındı. Bir süre sonra cumhurbaşkanı seçilen Yanukoviç  Poroşenko’nun ekonomik kafasından yararlanmaya çalıştı. 13 Mart 2012’de Poroşenko Ukrayna’nın Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanı görevine atandı, ancak bu görevde de aynı yılın aralık ayına kadar kalabildi. Bazılarına göre, Poroşenko bu görevi kendi “imparatorluğunu”Donetsk lobisinin gazabından kurtarmak için kabul etti. Aralık 2012’de Vinnitsa’dan bağımsız milletvekili seçildi. Her hangi bir parti veya parti grubunda temsilciliği yok.
Medya patronu oldu…
Roshen dışında otomobil ve otobüs fabrikaları, şeker fabrikaları,  tersanesi bulunan Poroşenko ayrıca da medya patronu.  Turuncu devrimin yanı sıra Ukrayna’da geçtiğimiz kasım ayından başlayan meydan harekatının da en önemli sesi olan 5. Kanal halen Poroşenko’ya ait.  2011 senesinde Amerikalı işadamı Jed Sunden’dan KP Media şirketini de alan Poroşenko, ortağı Boris Lojkin’le birlikte Pravda Ukrainı gazetesinin, Korrespondent dergisinin, korrespondent.net, bigmir.net, ricardo.com.ua, novnyar.com.ua, politrog.net sitelerinin, Naşe Radio, Petro FM, Next radyolarının da sahibi.
Halkın gözünde diğer oligarklardan farklı…
Ukrayna’nın diğer eski Sovyet coğrafyası ülkelerinden en önemli farklarından birisi oligarşinin siyasette açık şekilde yer alması. Rusya başta olmak üzere diğer ülkelerde de oligarşi önemli faktör, ama hiçbir ülkede Ukrayna’daki kadar açık oynamıyor. Petro Poroşenko da Ukrayna oligarşisinin temsilcisi. Onun ise kendi ülkesindeki oligarklardan çok önemli bir farkı var – Ahmetov, Firtaş, Levoçkin  gibi oligarklardan farklı olarak Poroşenko siyasete hem sponsorluk ediyor, hem kendisi bizzat siyasi aktör olarak sahnede yer alıyor. Ayrıca, görünen o ki, halk Poroşenko’yu diğer oligarklarla aynı kefeye koymuyor. Ukrayna’daki tüm değişiklik anlarında aktiflik sergilemesi,  Rusya ile ciddi ticari ilişkilerinin bulunmasına ve iki ülke arasındaki tüm anlaşmazlıklarda parasal olarak ciddi kayıplar vermesine rağmen protestolarda halkın yanında yer alması Poroşenko’nun klasik “oligark”tan daha çok cesur ve başarılı yönetici olarak kabul görmesini sağladı.
Sırrı uzlaşmacılığında…
Poroşenko, radikal ve popülist değil, ılımlı ve uzlaşmacı politikacı olarak biliniyor. Tanıyanlar  Poroşenko’yu aşırı dikkatli davranan birisi olarak tanımlıyor. Ciddiyet ve sakinlik Peter Poroşenko’nun karakterinin diğer en önemli çizgilerinden. Kendisini iddialı birisi olarak tanımlıyor.  Ukraynalı uzmanlar ise onu “turuncu koalisyon”un dağılmasının kurbanı olarak görüyor. Profesyonel olarak kendi değerini bilen birisi olarak tanımlanıyor.  Siyasi bakışları bir-birinden keskin şekilde farklı olan iktidarlarda görev almayı kabul etmesi de bu yaklaşımıyla açıklanıyor.  Poroşenko’nun kendi partisi ve ekibi yok, ancak uzlaşmayı başarabilen bir isim olduğu için bu konuda sorun yaşamıyor.  Cumhurbaşkanlığı seçiminde Vitali Kliçko ile anlaşması da bu başarısının bir örneği olarak görüllüyor.
Oldukça aktif ve alanında başarılı bir isim olarak tanınıyor. Batı’daki siyasi çevrelerle ilişkileri iyi. Hiçbir zaman iktidarda birinci veya ikinci şahıs olmadığı için “yeni yüz” olarak kabul görme gibi bir avantaja sahip.  Milyarder olması da diğer avantajı – Ukraynalılar onun Yanukoviç gibi yolsuzluk yapma ihtiyacı duymayacağını düşünüyor.
Siyasetteki en büyük pişmanlığı Yuşçenko döneminde Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı görevini kabul etmesi.  O zaman üç hafta direnmesine rağmen bu görevi kabul ettiğini ifade eden Poroşenko, bunu kendisinin en büyük hatası olarak değerlendiriyor. Her zaman adının ülkenin en etkili politikacıları sırasında geçmesine rağmen, Poroşenko 2007 senesinde henüz cumhurbaşkanlığı için hazır olmadığını söylüyordu.  Ve aslında 2013’ün sonuna kadar toplum da aynen Poroşenko gibi düşünüyordu…
Meydan harekatı en çok ona yaradı
Poroşenko’nun öne çıkmasında ve seçimi kazanmasında Euromeydan – geçtiğimiz kasım ayından başlayan gösteriler hiç şüphesiz en önemli etken.  Gösteriler sırasında muhalif liderlerle meydan arasında önemli konularda görüş ayrılıklarının yaşandığı belliydi.  Özellikle de yüzden fazla insanın öldüğü şubat olaylarından sonra Yanukoviç’le anlaşmaya imza atılması meydanda oldukça ciddi tepki doğurdu ve bu tepki sahnede ön planda duran Yatsenyuk-Kliçko-Tyagnibok üçlüsüne yöneldi.
Ukrayna’da gösteriler devam ederken her kes Meydan’ın  en önemli sponsorlarından birisinin Petro Poroşenko olduğunu biliyordu.  Poroşenko son döneme kadar meydanda hep sahnenin arkasında, meşhur “üçlü”nün bir adım gerisindeydi. Kendisi mi bunu tercih ediyordu, diğerleri mi böyle istiyordu, söylemek çok zor, ama gerçek şu ki, bu duruş “çikolata kralı”na sempatiyi arttırdı. Kırım’da işgalin  başladığı günlerde Ukrayna’nın yeni yönetiminden kimsenin gitme riskinde bulunmadığı Akmescit’te linç girişimini göze alarak parlamentonun önünde boy gösterme  cesaretinde bulunması da hiş kuşkusuz, Poroşenko’nun artı hanesine yazıldı.
Örnek aile babası ve inançlı Hristiyan 
Poroşenko, seçime katılan adaylar içerisinde aile ve geleneksel değerleri önemseyen Ukrayna seçmenine en yakın olanıydı. Öğrencilik yıllarında aşık olduğu Marina ile evlenen Poroşenko’nun 4 çocuğu var. 29 yaşındaki büyük oğlu Aleksey London School of Economics ve Kiev Uluslararası İlişkiler Üniversitesi mezunu. Aleksey evli ve Vinnitsa Belediye Meclisi üyesi. Poroşenko’nun ikiz kızları Yevgeniya ve Aleksandra 14, küçük oğlu Mihail ise 13 yaşında.

Şimdiye kadar özel hayatıyla ilgili her hangi skandalda adı anılmayan ve dine bağlılığını saklamayan Poroşenko, Moskova Patrikhanesine bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ni destekliyor. Ancak bu desteğinin “Moskova” kelimesiyle ilgili olmadığını da açık şekilde ifade ediyor.  Çoğu Ukraynalı politikacılar gibi Poroşenko da bu kiliseyi tek meşru Ortodoks kilisesi olarak görüyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara