21 Mayıs 2014 Çarşamba

Doğu Ukrayna kimin kontrolünde?

Ukrayna’nın güneydoğusunda neler oluyor? Rusya’nın iddia ettiği gibi geniş halk kitlelerince desteklenen bağımsızlık harekatı ve Kiev’in öldürücü operasyonları mı, yoksa Ukrayna’nın söylediği gibi Moskova destekli ayrılıkçı-terörist bir harekat ve sivilleri hedef almayan bir antiterör operasyonu mu?
Kiev’in “faşistçe”  davranışları mı söz konusu, yoksa Rusya’nın “bölücü”  operasyonu mu? Ukrayna’nın doğusu gerçekten kopmanın eşiğinde mi, yoksa, bu, bir algı operasyonu mu? Ukrayna gerçekten bir operasyon mu yapıyor, yoksa göz mü boyuyor? Gerçekten bölgede ezilen Rus azınlık var mı, yoksa “ezilen Ruslar” Kiev’i cezalandırma bahanesi mi? Bölgede durum nasıl? Neler yaşanıyor, neler konuşuluyor?

10 gün boyunca Ukrayna’nın güneydoğusunda – özellikle de ayrılıkçıların merkezi konumundaki Donetsk vilayetinde bu soruların cevaplarını bulmaya çalıştık.

Ayrılıkçılar kim?

Rusya’nın ünlü gazetecilerinden Yuliya Latınina “Bütün devrimlerde, toplumsal olaylarda normal insanlar da olur, marjinal tipler de. Kiev’de de marjinal tipler vardı, ama çoğunluk normal insanlardı.  Korkunç olan şu ki, Donetsk Valiliğinin önünde ise bir normal insan görmek mümkün değil, tamamı marjinal” diye yazıyor.  Donetsk Valiliği önündeki durumun en doğru tespiti bu. Eli yabalı, alkollü, psikolojik sorunları olduğu çıplak gözle görülen yaşlı kadınlar,  “banderacı” Ukraynalıları doğudan tamamen sileceklerini söyleyen Kalaşnikof’lu “antifaşistler”, gözüne kestirdiği yabancı basın mensubunun çantasında “hap” olduğunu iddia ederek üzerini aramaya kalkan, itirazla karşılaşınca “bu, faşistlerin casusu” diyerek diğerlerini de gazetecinin üzerine saldıran provokatörler –Donetsk Valiliği’nin önündeki insan profili bundan ibaret.  Ara-sıra normal insanlar da göze görünüyor – ancak onların da kafasındaki şekil diğerlerinden çok farklı değil: “Kiev cuntası güneydoğu Ukrayna’yı ele geçirmek istiyor, Batı Ukrayna faşist, Slavyansk’da, Mariupol’de, Odessa’da Rusları öldürüyorlar”…

Bölgede çeşitli gruplar mevcut. Anlatılanlara bakılırsa, yerli ayrılıkçıların bir kısmı daha anlaşmaya yatkın. Ama durum artık onların kontrolünde değil.  Ukraynalı ayrılıkçılar artık karar veren değil, emri yerine getiren durumundalar.  Kontrol Rusya vatandaşı olduğu bilinen ayrılıkçılarda.  Onların merkezi ise Slavyansk.  Sözde Donetsk Halk Cumhuriyetinin sözde başbakanı Aleksandr Boroday ve sözde başkomutanı İgor Girkin Rusya vatandaşları.  Strelkov lakaplı Girgin’in Rusya Federal Güvenlik Servisi elemanı olduğu biliniyor.  Bölgedeki silahlı ayrılıkçıların büyük çoğunluğunu Girkin yönlendiriyor. Rusya’nın Krasnodar vilayetinde doğan ve pasaportunu yabancı basının temsilcilerine göstermekten kaçınmayan “Babay” lakaplı militan – Aleksandr Mojayev da  Slavyansk’daki en meşhur “ayrılıkçı”lardan.  Slavyansk’daki ayrılıkçıların rehin aldığı Time muhabiri ile konuşan  “Babay”, Rusya’da arandığını, mahkemeye rüşvet vermek için para bulamadığını,  bu nedenle önce Kırım’a, sonra ise Donbass’a giderek parayla savaştığını söylüyor…

Ukrayna istihbaratı ayrılıkçılar sırasında Çeçenlerin de olduğunu bildiriyor. Ulusal Muhafız Alayı Komutanı Stepan Poltorak, bölgede çok iyi organize olmuş,  ağır silahlarla donatılmış, iyi hazırlıklı düşmanla karşı-karşıya olduklarını söylüyor. Bölgedeki kaynaklar da Slavyansk’da Çeçenlerin, Osetinlerin ve Don Kazaklarının olduğunu doğruluyor. Bunun yanı sıra, Donbass’da milliyetçi Rus politikacı Eduard Limonov’un  yasadışı “Başka Rusya” Partisinin üyeleri de bulunuyor.

Ayrılıkçılar arasındaki bu çeşitlilik kontrolsüzlüğü de beraberinde getiriyor.  “Referandum”dan sonra ayrılıkçıların kendi aralarında çıkan ve silahlı çatışmalara varan anlaşmazlıklar da bunun göstergesi…

Halk desteği var mı?

Arkalarındaki “halk desteği”ne gelince… Ayrılıkçılar, 11 Mayıs’taki “referandum”da çok önemli olduğunu bildikleri bu halk desteği sahnesini oluşturmaya çalıştılar.  Referandumun meşruluğu zaten ayrılıkçıları ilgilendirmiyordu ve kendileri de bunu açık şekilde ifade ediyorlardı. Referandum günü, Donetsk’de 1500’ün üzerinde sandık kurduklarını açıklasalar da,  rakamın en az 10 kat arttırılmış olduğunu rahatça söyleyebilirim.  Donetsk’in merkezindeki üç-dört okulda sandık görüntüsü oluşturulmuştu – bunlar Donetsk’deki gazeteci ordusunun en rahat ulaşabileceği yerlerdi. Ayrılıkçılar, dünya basını için referandum günü sabah saatlerinde bu “birleştirilmiş” sandıklarda kalabalık görüntüsünü oluşturmayı başardılar.   Hatta o derece ki, Alman televizyonculardan birisi “bunu beklemiyordum, gördüğüm manzara beni şaşırttı” diye haber geçti ve o gün hem ayrılıkçıların konuşmalarında, hem Rus televizyonlarının haber bültenlerinde en önemli isnat oldu.

Ancak bu kalabalık görüntüsü gerçek manzarayı ne kadar yansıtıyordu, söylemek çok zor.  Çünkü “referandumu” denetleyecek hiçbir mekanizma yoktu. Aslında ortada “referandum”da yoktu – birkaç sandık görüntüsü dışında çoğunlukla sokak ortalarında silahlıların eşliğinde kurulan masalar, bilgisayar çıktısından ibaret olan zarfsız, açık “pusulalar”,  bir kişinin 10 yerde aynı bilgisayar çıktısını kutuya atabilmesine olanak sağlayan bir ortam söz konusuydu.  Ancak ayrılıkçıları konun bu kısmı ilgilendirmiyordu – onlar için  oluşturulan kuyruklar çoğunluğun desteğinin kanıtıydı ve yeterliydi.

Ama… Bu “çoğunluğu” nedense sadece o gün ve belli sandıklar dışında kimse göremedi.  Ne “referandum”dan önce – 9 Mayıs günü Lenin meydanında düzenlenen mitingde, ne “referandum” günü, ne de “referandum” sonrası valilik binası önünde yapılan kutlamalarda.  Ayrılıkçıların gözlemlediğim en yüksek katılımlı eylemi 9 Mayıs mitingiydi – o mitinge çıkanların sayısı ise en iyimser rakamlarla 1500’dü.  “Referandum”un ertesi gün  - “sonuçlar” açıklandığında ise ayrılıkçıların işgali altındaki valilik binası önünde en fazla 200 kişi vardı.  Yani ayrılıkçıların iddia ettiği gibi, 11 Mayıs’ta “bağımsızlık için oy kullanan” 2 milyon insandan sadece 200’ü bu “büyük zafer”i kutlamaya çıkmıştı…

“Faşistler” nerede?

Donetsk’de bulunduğumuz 10 gün içerisinde ısrarla aramama rağmen bir “faşist” bile bulamadım.  Oysa Donetsk,  Türkiye’deki genel kanının tersine, Rusların ağırlıkta olduğu bir vilayet değil. Donetsk vilayetinin %60’ı Ukraynalı, %38’i Rus. Sadece bölgeye bağlı 3 kentte – Donetsk, Enakievo ve Makeevka’da Ruslar çoğunlukta. Ancak bu da ezici çoğunluk değil. Donetsk’de nüfusun %48’i Rus, %47’si Ukraynalı. Enakievo’da %52, Makeevka’da ise %50 oranında Rus bulunuyor. Geri kalan kentlerin tamamında Ukraynalılar çoğunlukta. Ancak Donetsk nüfusunun yüzde 85’i Rusça konuşuyor. Yani bölgede bulunan Ukraynalılar dahi Rusça konuşuyorlar ve Ukraynaca’nın resmi devlet dili olmasından rahatsızlık duyan Ruslardan farklı olarak onlar Rusça’dan rahatsız değiller.  5 aydır Ukrayna’nın hem batısında, hem doğusunda, hem güneyinde olayları takip eden birisi olarak Ukraynalıların Ruslara göre çok daha hoşgörülü olduğunu bu noktada söylemem gerekiyor. Rusya’nın Ukrayna’da müdahale için gerekçe olarak kullandığı Sağ Sektör’ün lideri Dmitri Yaroş’un ülkedeki reytinginin %1 bile olmadığını da…

Donetsk’in çeşitli bölgelerinde  sokakta, takside, restoranda, mağazada – bulunduğum her yerde insanların yaşanan olaylara bakış açısını sormaya, öğrenmeye çalıştım. Gördüğüm Ukraynalıların çoğu ülkenin bütünlüğünden yana, yaşananlardan endişe duyuyor ve ayrılıkçıların iştahını bir az da  dünya basınının yoğun ilgisinin kabarttığını düşünüyor. İnsanların büyük bir kısmı ayrılıkçı “lider”leri ciddiye almıyor ve onların Kremlin’in senaryosunda yer alan figüranlar olduğunu düşünüyor.

Özellikle orta yaşın üzerindeki Rus kökenliler ise Rusya’ya birleşmeyi savunuyor. Rusya televizyonlarından başka hiçbir televizyon izlemeyen bu insanların büyük bir kısmı samimi olarak Kiev’in doğuda öldürücü operasyonlar yaptığına ve Rusya’nın onları kurtaracağına inanıyor. Onlar için Rusya medyası dışındaki herkes yalancı, herkes “Kiev cuntasının ajanı”.

Ve tabi bir de “pragmatikler” var – “bağımsız” olmaları durumunda elektrik, doğalgaz, su, kanalizasyon parası ödemeyeceklerini düşünüyorlar.  Ukrayna bankalarından kredi çekip, şimdi  “keşke Rusya’ya bağlansak da, kredi ödemekten kurtulsam”  diye dua eden, “referandum”dan bir gün sonra artık  devlete hiçbir ödeme yapmayacağı için sevinen Ruslar var, mesela.  Rusya’ya bağlanmaları durumunda emekli maaşlarının artacağını bekleyenler de tabi. Halkın  bu kesiminin beklentisinin altında objektif bir gerçeklik de var hiç kuşkusuz.  Yanukoviç döneminde zaten ekonomik dar boğaza girmiş Ukrayna, son yaşanan krizle de birlikte oldukça zor günler yaşıyor.  Ülkenin para birimi büyük bir hızla değer kaybediyor.  Donetsk bölgesinde yaşanan siyasi krizin de etkisiyle son iki ayda gıda ve benzin fiyatlarında %30 ila %70 arasında artış yaşandığı bildiriliyor.  Ve özellikle Rusya televizyonlarından sürekli Moskova’nın Kırım’a yönelik ekonomik vaatlerini izleyen Donetskli emeklilerin büyük kısmı, Rusya’ya bağlanarak “mutlu geleceğe” adım atmış olacaklarını umuyorlar…

Dost ve “düşman” Rus gazeteciler

Rusya televizyonlarının bölge üzerindeki hakimiyeti kuşku doğurmayan bir gerçeklik. Bölgedeki Rus gazeteciler bu hakimiyetlerinin “imtiyazlarını” ciddi şekilde kullanıyorlar. Bazen ayrılıkçıların sözcüsü gibi davranıyor – diğer gazetecilerin ayrılıkçı “lider”lere yönelttiği soruları “düzeltme” girişiminde bulunuyorlar,  bazen de ayrılıkçıların Ukrayna askerlerine saldırısını “adım-adım takip ediyorlar” – LifeNews ekibi gibi.    Ayrılıkçıların menfaatine uygun olmayan yazılar yazan yabancı gazetecileri ”ispiyonlayan” Rus gazeteciler de var – mesela, Komsomolskaya Pravda gazetesinin Slavyansk’daki muhabiri Dmitri Steşin gibi. Steşin, “referandum”daki sahtekarlıklarla ilgili notlarını beğenmediği Alman Bild gazetesi muhabiri Paul Ronzheimer’in bulunması ve gözaltına alınması için ayrılıkçılara bizzat başvuruda bulundu.  Ayrılıkçıların elinden kaçarak kurtulan Bild muhabirinin bunu duyurması üzerine Steşin açıklama yaparak “Evet, bunu yaptım. İnsanlar bu referandum için kan dökmüşler ve her gün bunun bedelini ödüyorlar. Maalesef, onu yakalayamadılar” diye kendini savundu.

Slavyansk’da rehin alınan, daha sonra ya esir, ya da fidye karşılığı serbest bırakılanların anlattıkları ise daha da korkunç.  Rehin alınıp sonra bırakılan Ukraynalı gazetecilerin iddiasına göre, Slavyansk’da ayrılıkçıların işgali altında bulunan Güvenlik Servisi Binasının bodrum katında en az 40 esir bulunuyor.   Ayrılıkçıların özellikle rehin aldıkları Ukrayna güvenlik güçlerinin temsilcileri ile kötü davrandıklarını kaydeden görgü tanıklarının bildirdiğine göre, bodrum katına getirilenlerden önce “Sağ Sektör” mensubu olduğunu söylemeleri talep ediliyor. Bu talebi zorla kabul ettirdikten sonra ise ayrılıkçılar Rusya televizyonlarını bodrum katına davet ederek “itiraf”ları kayıt altına alıyor. Ve tabi  günün sonunda “yakalanan faşistlerin itirafları” Rusya televizyonlarında yayınlanıyor…

Ancak tabi ki bu “işbirliği” tüm Rus gazeteciler için geçerli değil. Örneğin, Echo Moskvı radyosu, Dojd televizyonu ve “Novaya Gazeta” gazetesi muhabirleri de Ukraynalı medya temsilcileri gibi ayrılıkçıların “kara listesinde”.  Ayrılıkçılara göre, bu medya kuruluşları Batı’ya ve Kiev’e çalışıyor.  11 Mayıs’taki “referandum” günü “Novaya Gazeta” muhabiri Pavel Kanıgin’i de bu gerekçeyle kaçırdılar.  Kanıgin’in suçu ise 800 seçmen bulunan bir kasabada 1800 oy kullanıldığını söyleyen insanlarla yaptığı röportajı internette yayınlaması.

Pavel Kanıgin’in serbest bırakıldıktan sonra anlattıklarına göre, Artyomovsk’da  düzenlenen “referandum”la ilgili yazdıklarını beğenmeyen ayrılıkçılar önce onu ölümle tehdit etmiş,  “Sağ Sektör”e çalıştığını itiraf etmesini istemiş, meydana götürerek dövdürmüş, bir gün sonra ise 1000 dolar fidye karşılığında serbest bırakmayı kabul etmişler.  Rus gazeteci, hikayenin sonunu  “Sabah gözümü açtığımda kendimi otel odasında buldum. Otel görevlisi, beni bir arabayla getirdiklerini benim sarhoş olmadığımı, ancak uyurgezer gibi olduğumu söyledi” diye anlatıyor.  Novaya Gazeta editörlerinden Yuliya Latınina ise Kanıgin’in kaçırılmasını Artyomovsk’da kendisine rehberlik yapan yerli birisinin organize ettiğini bildiriyor.

Ancak ayrılıkçıların bu algoritması her zaman her yerde aynı değil. Mesela, Slavyansk’da rehin alınan Ukraynalı gazeteci Sergey Lefter’in anlattığına göre, ayrılıkçılar bugün kente giriş izni verdikleri bir gazeteciyi  ertesi gün gözaltına alabiliyorlar. Veya sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin verdiği “akreditasyon” kartı Slavyansk’da veya Kramatorsk’da geçerli olmayabiliyor.  Sözde Donetsk Halk Cumhuriyetinin “basın sekreteri” Klaudia da bunu itiraf ediyor.  Veya bir kontrol noktasından rahatça geçmeniz mümkün iken, ikincide önünüzü kesen  ayrılıkçılardan çeşitli hakaretler, aşağılamalar duyabiliyorsunuz…

Operasyon var mı?

Peki ayrılıkçılar cephesinde bütün bunlar yaşanırken Ukrayna devleti ne yapıyor?  Donetsk’in merkezinde  yazının daha önceki bölümünde de  kaydettiğimiz gibi, Ukrayna devletinin kontrolü söz konusu değil.    Operasyonlara gelince, son günlerde durum değişti mi, söyleyemeyiz tabi, ancak bir hafta öncesine kadar Ukrayna’nın güneydoğusunda askeri operasyon yapılıp-yapılmaması konusunda çok ciddi şüpheler mevcut.  Zira Slavyansk ve Kramatorsk’daki görgü tanıkları ciddi bir operasyonun söz konusu olmadığını bildiriyorlar.  Tanıkların anlattığına göre, sadece bu kentlerin dışarılarındaki kontrol noktaları üzerinde bir mücadele söz konusu – ayrılıkçılar yolun üzerinde barikat oluşturuyor, ertesi gün Ukrayna askerleri o barikatı yakıyor, dağıtıyor. Ukrayna askerleri çoğu zaman savunma pozisyonunda duruyor.   Slavyansk’ın dışındaki Karaçun dağında televizyon kulesini koruyan Ukrayna askerlerinin işi ayrılıkçıların saldırılarına karşılık vermek.  Çoğu zaman ise bu saldırılara karşılık bile verme fırsatı bulamıyorlar – Kramatorsk’ta pusuya düşen ve ayrılıkçılar tarafından  öldürülen 7 asker gibi.

Gerçi son bir haftada – “referandum”dan sonra Ukrayna askerlerinin özellikle Slavyansk’da güvenlik bölgesini genişletmek için operasyonlar düzenlediği bildiriliyor. Ancak gerçek şu ki, Slavyansk’da halen ayrılıkçıların hakimiyeti mevcut ve her ne kadar Ukrayna ordusunun ablukası altında olduğu iddia edilse dahi, Donetsk’deki ayrılıkçılar oraya rahatça girip-çıkabiliyorlar.

Küçük bir not da neden Slavyansk’ın bu kadar önemli olmasıyla ilgili -  Donetsk’in merkezine yaklaşık 120 kilometre mesafede bulunan Slavyansk kenti önemli karayolu kavşağının üzerinde. Harkov, Lugansk ve Donetsk’e giden yollar Slavyansk’ta kesişir. Yani trafik-güzergah açısından oldukça stratejik bir nokta.  Hem ayrılıkçılar, hem de Ukrayna güvenlik güçleri bu nedenle bu stratejik noktayı kontrol altında tutmak istiyor.  Şimdilik hiç biri tam kontrol sağlayabilmiş değil…

Ancak görünüşe bakılırsa, operasyon haberleri hem ayrılıkçıların, hem Rusya’nın, hem de Ukrayna’nın işine yarıyor. Ayrılıkçılar, devletle baş edebildiklerinin kanıtlamak için operasyon haberlerini kullanıyor. Rusya için bu haberler “sivil Rusları öldüren faşistler” konulu propaganda savaşının bir parçası. Ukrayna için ise bu haberler kendi toprakları, kendi egemenliği için mücadele ettiği algısını oluşturmak,  kendisini faaliyetsizlikle eleştiren kesimi susturmak için gerekli.  Ancak gerçek şu ki,  Ukrayna’nın doğusunda Kiev’den yönetilen büyük ve ciddi bir operasyon söz konusu değil. Hatta o derecede ki,  zaman-zaman insan “aynen Kırım’daki gibi” duygusuna bile kapılıyor. Elbette, bunun objektif neden de var – Ukrayna,  “kendi vatandaşına kurşun sıkan devlet” olmak istemiyor.   Peki Ukrayna “kendi egemenliğinden kolayca vazgeçen devlet” olmak istiyor mu? Bu sorunun cevabı şimdilik açık.

Donetsk ve Lugansk’da seçim olacak mı?

Şimdilik, ayrılıkçılık harekatının Rusya televizyonlarından dünyaya gösterildiği kadar güçlü olmamasına, hatta en radikal bölgelerde bile ayrılıkçılara halk desteğinin (en azından açık desteğin) gözle görülür derecede az olmasına rağmen Ukrayna yönetimi Donetsk ve Lugansk üzerinde kontrolü kaybetmiş durumda.  En son gelen bilgilere göre, ayrılıkçılar Donetsk vilayetinde 22 bölgesel seçim komisyonundan 6’sını ele geçirmiş. Bu komisyonlar ise kritik bölgelerde bulunuyor – Donetsk, Artyomovsk, Kramatorsk, Gorlovka, Enakievo ve Topez.  5 bölgesel seçim komisyonu ise işgal tehdidi ile karşı karşıya. Lugansk’da ise 12 bölgesel seçim komisyonundan beşi işgal edilmiş, üçü işgal tehdidi altında.

Ukrayna’nın İçişleri Bakanı Arsen Avakov da Donetsk ve Lugansk’ın büyük kısmında normal seçim yapmanın mümkün olmadığını bildiriyor. Ancak Avakov, “teröristlerin seçimi bozma çabalarına rağmen”, bu vilayetlerin bazı bölgelerinde seçimlerin yapılacağını söylüyor.  Kastedilen, Dneprepetrovsk sınırında bulunan ve Ukrayna Ulusal Muhafız Alayının kontrolü altında olan Dobropolye, Krasnoarmeysk, Dmitrov, Krasnaya Polyana bölgeler.


Ancak bu bölgelerde yapılacak seçimlerin tüm Donbass bölgesinin seçimi olmayacağını Kiev de iyi biliyor. Dolayısıyla, Ukrayna 25 Mayıs’a kadar bölgede seçim ortamını sağlayamazsa,  çok daha ciddi sorunlarla karşı-karşıya kalması muhtemel…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara