Ukrayna’nın güneydoğusunda neler oluyor? Rusya’nın iddia
ettiği gibi geniş halk kitlelerince desteklenen bağımsızlık harekatı ve Kiev’in
öldürücü operasyonları mı, yoksa Ukrayna’nın söylediği gibi Moskova destekli
ayrılıkçı-terörist bir harekat ve sivilleri hedef almayan bir antiterör
operasyonu mu?
Kiev’in “faşistçe”
davranışları mı söz konusu, yoksa Rusya’nın “bölücü” operasyonu mu? Ukrayna’nın doğusu gerçekten
kopmanın eşiğinde mi, yoksa, bu, bir algı operasyonu mu? Ukrayna gerçekten bir
operasyon mu yapıyor, yoksa göz mü boyuyor? Gerçekten bölgede ezilen Rus
azınlık var mı, yoksa “ezilen Ruslar” Kiev’i cezalandırma bahanesi mi? Bölgede
durum nasıl? Neler yaşanıyor, neler konuşuluyor?
10 gün boyunca Ukrayna’nın güneydoğusunda – özellikle de
ayrılıkçıların merkezi konumundaki Donetsk vilayetinde bu soruların cevaplarını
bulmaya çalıştık.
Ayrılıkçılar kim?
Rusya’nın ünlü gazetecilerinden Yuliya Latınina “Bütün
devrimlerde, toplumsal olaylarda normal insanlar da olur, marjinal tipler de.
Kiev’de de marjinal tipler vardı, ama çoğunluk normal insanlardı. Korkunç olan şu ki, Donetsk Valiliğinin
önünde ise bir normal insan görmek mümkün değil, tamamı marjinal” diye
yazıyor. Donetsk Valiliği önündeki
durumun en doğru tespiti bu. Eli yabalı, alkollü, psikolojik sorunları olduğu
çıplak gözle görülen yaşlı kadınlar,
“banderacı” Ukraynalıları doğudan tamamen sileceklerini söyleyen
Kalaşnikof’lu “antifaşistler”, gözüne kestirdiği yabancı basın mensubunun
çantasında “hap” olduğunu iddia ederek üzerini aramaya kalkan, itirazla
karşılaşınca “bu, faşistlerin casusu” diyerek diğerlerini de gazetecinin
üzerine saldıran provokatörler –Donetsk Valiliği’nin önündeki insan profili
bundan ibaret. Ara-sıra normal insanlar
da göze görünüyor – ancak onların da kafasındaki şekil diğerlerinden çok farklı
değil: “Kiev cuntası güneydoğu Ukrayna’yı ele geçirmek istiyor, Batı Ukrayna
faşist, Slavyansk’da, Mariupol’de, Odessa’da Rusları öldürüyorlar”…
Bölgede çeşitli gruplar mevcut. Anlatılanlara bakılırsa,
yerli ayrılıkçıların bir kısmı daha anlaşmaya yatkın. Ama durum artık onların
kontrolünde değil. Ukraynalı
ayrılıkçılar artık karar veren değil, emri yerine getiren durumundalar. Kontrol Rusya vatandaşı olduğu bilinen
ayrılıkçılarda. Onların merkezi ise
Slavyansk. Sözde Donetsk Halk
Cumhuriyetinin sözde başbakanı Aleksandr Boroday ve sözde başkomutanı İgor Girkin
Rusya vatandaşları. Strelkov lakaplı
Girgin’in Rusya Federal Güvenlik Servisi elemanı olduğu biliniyor. Bölgedeki silahlı ayrılıkçıların büyük
çoğunluğunu Girkin yönlendiriyor. Rusya’nın Krasnodar vilayetinde doğan ve
pasaportunu yabancı basının temsilcilerine göstermekten kaçınmayan “Babay”
lakaplı militan – Aleksandr Mojayev da
Slavyansk’daki en meşhur “ayrılıkçı”lardan. Slavyansk’daki ayrılıkçıların rehin aldığı
Time muhabiri ile konuşan “Babay”,
Rusya’da arandığını, mahkemeye rüşvet vermek için para bulamadığını, bu nedenle önce Kırım’a, sonra ise Donbass’a
giderek parayla savaştığını söylüyor…
Ukrayna istihbaratı ayrılıkçılar sırasında Çeçenlerin de
olduğunu bildiriyor. Ulusal Muhafız Alayı Komutanı Stepan Poltorak, bölgede çok
iyi organize olmuş, ağır silahlarla
donatılmış, iyi hazırlıklı düşmanla karşı-karşıya olduklarını söylüyor.
Bölgedeki kaynaklar da Slavyansk’da Çeçenlerin, Osetinlerin ve Don Kazaklarının
olduğunu doğruluyor. Bunun yanı sıra, Donbass’da milliyetçi Rus politikacı
Eduard Limonov’un yasadışı “Başka Rusya”
Partisinin üyeleri de bulunuyor.
Ayrılıkçılar arasındaki bu çeşitlilik kontrolsüzlüğü de
beraberinde getiriyor. “Referandum”dan
sonra ayrılıkçıların kendi aralarında çıkan ve silahlı çatışmalara varan
anlaşmazlıklar da bunun göstergesi…
Halk desteği var mı?
Arkalarındaki “halk desteği”ne gelince… Ayrılıkçılar, 11
Mayıs’taki “referandum”da çok önemli olduğunu bildikleri bu halk desteği
sahnesini oluşturmaya çalıştılar.
Referandumun meşruluğu zaten ayrılıkçıları ilgilendirmiyordu ve
kendileri de bunu açık şekilde ifade ediyorlardı. Referandum günü, Donetsk’de
1500’ün üzerinde sandık kurduklarını açıklasalar da, rakamın en az 10 kat arttırılmış olduğunu
rahatça söyleyebilirim. Donetsk’in
merkezindeki üç-dört okulda sandık görüntüsü oluşturulmuştu – bunlar Donetsk’deki
gazeteci ordusunun en rahat ulaşabileceği yerlerdi. Ayrılıkçılar, dünya basını
için referandum günü sabah saatlerinde bu “birleştirilmiş” sandıklarda
kalabalık görüntüsünü oluşturmayı başardılar.
Hatta o derece ki, Alman televizyonculardan birisi “bunu beklemiyordum,
gördüğüm manzara beni şaşırttı” diye haber geçti ve o gün hem ayrılıkçıların
konuşmalarında, hem Rus televizyonlarının haber bültenlerinde en önemli isnat
oldu.
Ancak bu kalabalık görüntüsü gerçek manzarayı ne kadar
yansıtıyordu, söylemek çok zor. Çünkü
“referandumu” denetleyecek hiçbir mekanizma yoktu. Aslında ortada
“referandum”da yoktu – birkaç sandık görüntüsü dışında çoğunlukla sokak
ortalarında silahlıların eşliğinde kurulan masalar, bilgisayar çıktısından
ibaret olan zarfsız, açık “pusulalar”,
bir kişinin 10 yerde aynı bilgisayar çıktısını kutuya atabilmesine
olanak sağlayan bir ortam söz konusuydu.
Ancak ayrılıkçıları konun bu kısmı ilgilendirmiyordu – onlar için oluşturulan kuyruklar çoğunluğun desteğinin
kanıtıydı ve yeterliydi.
Ama… Bu “çoğunluğu” nedense sadece o gün ve belli sandıklar
dışında kimse göremedi. Ne
“referandum”dan önce – 9 Mayıs günü Lenin meydanında düzenlenen mitingde, ne
“referandum” günü, ne de “referandum” sonrası valilik binası önünde yapılan
kutlamalarda. Ayrılıkçıların
gözlemlediğim en yüksek katılımlı eylemi 9 Mayıs mitingiydi – o mitinge
çıkanların sayısı ise en iyimser rakamlarla 1500’dü. “Referandum”un ertesi gün - “sonuçlar” açıklandığında ise
ayrılıkçıların işgali altındaki valilik binası önünde en fazla 200 kişi
vardı. Yani ayrılıkçıların iddia ettiği
gibi, 11 Mayıs’ta “bağımsızlık için oy kullanan” 2 milyon insandan sadece 200’ü
bu “büyük zafer”i kutlamaya çıkmıştı…
“Faşistler” nerede?
Donetsk’de bulunduğumuz 10 gün içerisinde ısrarla aramama
rağmen bir “faşist” bile bulamadım. Oysa
Donetsk, Türkiye’deki genel kanının
tersine, Rusların ağırlıkta olduğu bir vilayet değil. Donetsk vilayetinin %60’ı
Ukraynalı, %38’i Rus. Sadece bölgeye bağlı 3 kentte – Donetsk, Enakievo ve
Makeevka’da Ruslar çoğunlukta. Ancak bu da ezici çoğunluk değil. Donetsk’de
nüfusun %48’i Rus, %47’si Ukraynalı. Enakievo’da %52, Makeevka’da ise %50
oranında Rus bulunuyor. Geri kalan kentlerin tamamında Ukraynalılar çoğunlukta.
Ancak Donetsk nüfusunun yüzde 85’i Rusça konuşuyor. Yani bölgede bulunan
Ukraynalılar dahi Rusça konuşuyorlar ve Ukraynaca’nın resmi devlet dili
olmasından rahatsızlık duyan Ruslardan farklı olarak onlar Rusça’dan rahatsız
değiller. 5 aydır Ukrayna’nın hem
batısında, hem doğusunda, hem güneyinde olayları takip eden birisi olarak
Ukraynalıların Ruslara göre çok daha hoşgörülü olduğunu bu noktada söylemem
gerekiyor. Rusya’nın Ukrayna’da müdahale için gerekçe olarak kullandığı Sağ
Sektör’ün lideri Dmitri Yaroş’un ülkedeki reytinginin %1 bile olmadığını da…
Donetsk’in çeşitli bölgelerinde sokakta, takside, restoranda, mağazada –
bulunduğum her yerde insanların yaşanan olaylara bakış açısını sormaya,
öğrenmeye çalıştım. Gördüğüm Ukraynalıların çoğu ülkenin bütünlüğünden yana,
yaşananlardan endişe duyuyor ve ayrılıkçıların iştahını bir az da dünya basınının yoğun ilgisinin kabarttığını
düşünüyor. İnsanların büyük bir kısmı ayrılıkçı “lider”leri ciddiye almıyor ve
onların Kremlin’in senaryosunda yer alan figüranlar olduğunu düşünüyor.
Özellikle orta yaşın üzerindeki Rus kökenliler ise Rusya’ya
birleşmeyi savunuyor. Rusya televizyonlarından başka hiçbir televizyon
izlemeyen bu insanların büyük bir kısmı samimi olarak Kiev’in doğuda öldürücü
operasyonlar yaptığına ve Rusya’nın onları kurtaracağına inanıyor. Onlar için
Rusya medyası dışındaki herkes yalancı, herkes “Kiev cuntasının ajanı”.
Ve tabi bir de “pragmatikler” var – “bağımsız” olmaları
durumunda elektrik, doğalgaz, su, kanalizasyon parası ödemeyeceklerini
düşünüyorlar. Ukrayna bankalarından
kredi çekip, şimdi “keşke Rusya’ya
bağlansak da, kredi ödemekten kurtulsam”
diye dua eden, “referandum”dan bir gün sonra artık devlete hiçbir ödeme yapmayacağı için sevinen
Ruslar var, mesela. Rusya’ya
bağlanmaları durumunda emekli maaşlarının artacağını bekleyenler de tabi.
Halkın bu kesiminin beklentisinin
altında objektif bir gerçeklik de var hiç kuşkusuz. Yanukoviç döneminde zaten ekonomik dar boğaza
girmiş Ukrayna, son yaşanan krizle de birlikte oldukça zor günler yaşıyor. Ülkenin para birimi büyük bir hızla değer
kaybediyor. Donetsk bölgesinde yaşanan
siyasi krizin de etkisiyle son iki ayda gıda ve benzin fiyatlarında %30 ila %70
arasında artış yaşandığı bildiriliyor.
Ve özellikle Rusya televizyonlarından sürekli Moskova’nın Kırım’a
yönelik ekonomik vaatlerini izleyen Donetskli emeklilerin büyük kısmı, Rusya’ya
bağlanarak “mutlu geleceğe” adım atmış olacaklarını umuyorlar…
Dost ve “düşman” Rus gazeteciler
Rusya televizyonlarının bölge üzerindeki hakimiyeti kuşku
doğurmayan bir gerçeklik. Bölgedeki Rus gazeteciler bu hakimiyetlerinin
“imtiyazlarını” ciddi şekilde kullanıyorlar. Bazen ayrılıkçıların sözcüsü gibi
davranıyor – diğer gazetecilerin ayrılıkçı “lider”lere yönelttiği soruları
“düzeltme” girişiminde bulunuyorlar,
bazen de ayrılıkçıların Ukrayna askerlerine saldırısını “adım-adım takip
ediyorlar” – LifeNews ekibi gibi.
Ayrılıkçıların menfaatine uygun olmayan yazılar yazan yabancı
gazetecileri ”ispiyonlayan” Rus gazeteciler de var – mesela, Komsomolskaya
Pravda gazetesinin Slavyansk’daki muhabiri Dmitri Steşin gibi. Steşin,
“referandum”daki sahtekarlıklarla ilgili notlarını beğenmediği Alman Bild
gazetesi muhabiri Paul Ronzheimer’in bulunması ve gözaltına alınması için
ayrılıkçılara bizzat başvuruda bulundu.
Ayrılıkçıların elinden kaçarak kurtulan Bild muhabirinin bunu duyurması
üzerine Steşin açıklama yaparak “Evet, bunu yaptım. İnsanlar bu referandum için
kan dökmüşler ve her gün bunun bedelini ödüyorlar. Maalesef, onu
yakalayamadılar” diye kendini savundu.
Slavyansk’da rehin alınan, daha sonra ya esir, ya da fidye
karşılığı serbest bırakılanların anlattıkları ise daha da korkunç. Rehin alınıp sonra bırakılan Ukraynalı gazetecilerin
iddiasına göre, Slavyansk’da ayrılıkçıların işgali altında bulunan Güvenlik
Servisi Binasının bodrum katında en az 40 esir bulunuyor. Ayrılıkçıların özellikle rehin aldıkları
Ukrayna güvenlik güçlerinin temsilcileri ile kötü davrandıklarını kaydeden
görgü tanıklarının bildirdiğine göre, bodrum katına getirilenlerden önce “Sağ
Sektör” mensubu olduğunu söylemeleri talep ediliyor. Bu talebi zorla kabul
ettirdikten sonra ise ayrılıkçılar Rusya televizyonlarını bodrum katına davet
ederek “itiraf”ları kayıt altına alıyor. Ve tabi günün sonunda “yakalanan faşistlerin
itirafları” Rusya televizyonlarında yayınlanıyor…
Ancak tabi ki bu “işbirliği” tüm Rus gazeteciler için
geçerli değil. Örneğin, Echo Moskvı radyosu, Dojd televizyonu ve “Novaya
Gazeta” gazetesi muhabirleri de Ukraynalı medya temsilcileri gibi
ayrılıkçıların “kara listesinde”.
Ayrılıkçılara göre, bu medya kuruluşları Batı’ya ve Kiev’e
çalışıyor. 11 Mayıs’taki “referandum”
günü “Novaya Gazeta” muhabiri Pavel Kanıgin’i de bu gerekçeyle kaçırdılar. Kanıgin’in suçu ise 800 seçmen bulunan bir
kasabada 1800 oy kullanıldığını söyleyen insanlarla yaptığı röportajı
internette yayınlaması.
Pavel Kanıgin’in serbest bırakıldıktan sonra anlattıklarına
göre, Artyomovsk’da düzenlenen
“referandum”la ilgili yazdıklarını beğenmeyen ayrılıkçılar önce onu ölümle
tehdit etmiş, “Sağ Sektör”e çalıştığını
itiraf etmesini istemiş, meydana götürerek dövdürmüş, bir gün sonra ise 1000
dolar fidye karşılığında serbest bırakmayı kabul etmişler. Rus gazeteci, hikayenin sonunu “Sabah gözümü açtığımda kendimi otel odasında
buldum. Otel görevlisi, beni bir arabayla getirdiklerini benim sarhoş
olmadığımı, ancak uyurgezer gibi olduğumu söyledi” diye anlatıyor. Novaya Gazeta editörlerinden Yuliya Latınina
ise Kanıgin’in kaçırılmasını Artyomovsk’da kendisine rehberlik yapan yerli
birisinin organize ettiğini bildiriyor.
Ancak ayrılıkçıların bu algoritması her zaman her yerde aynı
değil. Mesela, Slavyansk’da rehin alınan Ukraynalı gazeteci Sergey Lefter’in
anlattığına göre, ayrılıkçılar bugün kente giriş izni verdikleri bir
gazeteciyi ertesi gün gözaltına
alabiliyorlar. Veya sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin verdiği “akreditasyon”
kartı Slavyansk’da veya Kramatorsk’da geçerli olmayabiliyor. Sözde Donetsk Halk Cumhuriyetinin “basın
sekreteri” Klaudia da bunu itiraf ediyor.
Veya bir kontrol noktasından rahatça geçmeniz mümkün iken, ikincide önünüzü
kesen ayrılıkçılardan çeşitli
hakaretler, aşağılamalar duyabiliyorsunuz…
Operasyon var mı?
Peki ayrılıkçılar cephesinde bütün bunlar yaşanırken Ukrayna
devleti ne yapıyor? Donetsk’in
merkezinde yazının daha önceki bölümünde
de kaydettiğimiz gibi, Ukrayna
devletinin kontrolü söz konusu değil.
Operasyonlara gelince, son günlerde durum değişti mi, söyleyemeyiz tabi,
ancak bir hafta öncesine kadar Ukrayna’nın güneydoğusunda askeri operasyon
yapılıp-yapılmaması konusunda çok ciddi şüpheler mevcut. Zira Slavyansk ve Kramatorsk’daki görgü
tanıkları ciddi bir operasyonun söz konusu olmadığını bildiriyorlar. Tanıkların anlattığına göre, sadece bu
kentlerin dışarılarındaki kontrol noktaları üzerinde bir mücadele söz konusu –
ayrılıkçılar yolun üzerinde barikat oluşturuyor, ertesi gün Ukrayna askerleri o
barikatı yakıyor, dağıtıyor. Ukrayna askerleri çoğu zaman savunma pozisyonunda
duruyor. Slavyansk’ın dışındaki Karaçun
dağında televizyon kulesini koruyan Ukrayna askerlerinin işi ayrılıkçıların
saldırılarına karşılık vermek. Çoğu
zaman ise bu saldırılara karşılık bile verme fırsatı bulamıyorlar –
Kramatorsk’ta pusuya düşen ve ayrılıkçılar tarafından öldürülen 7 asker gibi.
Gerçi son bir haftada – “referandum”dan sonra Ukrayna
askerlerinin özellikle Slavyansk’da güvenlik bölgesini genişletmek için
operasyonlar düzenlediği bildiriliyor. Ancak gerçek şu ki, Slavyansk’da halen
ayrılıkçıların hakimiyeti mevcut ve her ne kadar Ukrayna ordusunun ablukası
altında olduğu iddia edilse dahi, Donetsk’deki ayrılıkçılar oraya rahatça
girip-çıkabiliyorlar.
Küçük bir not da neden Slavyansk’ın bu kadar önemli
olmasıyla ilgili - Donetsk’in merkezine
yaklaşık 120 kilometre mesafede bulunan Slavyansk kenti önemli karayolu
kavşağının üzerinde. Harkov, Lugansk ve Donetsk’e giden yollar Slavyansk’ta
kesişir. Yani trafik-güzergah açısından oldukça stratejik bir nokta. Hem ayrılıkçılar, hem de Ukrayna güvenlik
güçleri bu nedenle bu stratejik noktayı kontrol altında tutmak istiyor. Şimdilik hiç biri tam kontrol sağlayabilmiş
değil…
Ancak görünüşe bakılırsa, operasyon haberleri hem
ayrılıkçıların, hem Rusya’nın, hem de Ukrayna’nın işine yarıyor. Ayrılıkçılar,
devletle baş edebildiklerinin kanıtlamak için operasyon haberlerini kullanıyor.
Rusya için bu haberler “sivil Rusları öldüren faşistler” konulu propaganda
savaşının bir parçası. Ukrayna için ise bu haberler kendi toprakları, kendi
egemenliği için mücadele ettiği algısını oluşturmak, kendisini faaliyetsizlikle eleştiren kesimi
susturmak için gerekli. Ancak gerçek şu ki, Ukrayna’nın doğusunda Kiev’den yönetilen
büyük ve ciddi bir operasyon söz konusu değil. Hatta o derecede ki, zaman-zaman insan “aynen Kırım’daki gibi”
duygusuna bile kapılıyor. Elbette, bunun objektif neden de var – Ukrayna, “kendi vatandaşına kurşun sıkan devlet” olmak
istemiyor. Peki Ukrayna “kendi
egemenliğinden kolayca vazgeçen devlet” olmak istiyor mu? Bu sorunun cevabı
şimdilik açık.
Donetsk ve Lugansk’da seçim olacak mı?
Şimdilik, ayrılıkçılık harekatının Rusya televizyonlarından
dünyaya gösterildiği kadar güçlü olmamasına, hatta en radikal bölgelerde bile
ayrılıkçılara halk desteğinin (en azından açık desteğin) gözle görülür derecede
az olmasına rağmen Ukrayna yönetimi Donetsk ve Lugansk üzerinde kontrolü
kaybetmiş durumda. En son gelen
bilgilere göre, ayrılıkçılar Donetsk vilayetinde 22 bölgesel seçim
komisyonundan 6’sını ele geçirmiş. Bu komisyonlar ise kritik bölgelerde
bulunuyor – Donetsk, Artyomovsk, Kramatorsk, Gorlovka, Enakievo ve Topez. 5 bölgesel seçim komisyonu ise işgal tehdidi
ile karşı karşıya. Lugansk’da ise 12 bölgesel seçim komisyonundan beşi işgal
edilmiş, üçü işgal tehdidi altında.
Ukrayna’nın İçişleri Bakanı Arsen Avakov da Donetsk ve
Lugansk’ın büyük kısmında normal seçim yapmanın mümkün olmadığını bildiriyor.
Ancak Avakov, “teröristlerin seçimi bozma çabalarına rağmen”, bu vilayetlerin
bazı bölgelerinde seçimlerin yapılacağını söylüyor. Kastedilen, Dneprepetrovsk sınırında bulunan
ve Ukrayna Ulusal Muhafız Alayının kontrolü altında olan Dobropolye,
Krasnoarmeysk, Dmitrov, Krasnaya Polyana bölgeler.
Ancak bu bölgelerde yapılacak seçimlerin tüm Donbass
bölgesinin seçimi olmayacağını Kiev de iyi biliyor. Dolayısıyla, Ukrayna 25
Mayıs’a kadar bölgede seçim ortamını sağlayamazsa, çok daha ciddi sorunlarla karşı-karşıya
kalması muhtemel…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder