9 Nisan 2014 Çarşamba

Ukrayna'nın seçimi: "Lady Yu" yeniden sahnede

Ukrayna, çağdaş siyasi tarihinin en zor dönemini yaşıyor. Toprağının bir kısmı işgal edilmiş, önemli bir kısmı işgal tehdidi altında, sosyolojik-kültürel-dini farklılıkları bulunan nüfusu dış faktörlerin etkisiyle bölünmenin eşiğine gelmiş, ekonomik olarak darboğaza hapsedilmiş,  siyaseten oldukça zor sorunlarla karşı-karşıya. Ve bu zor şartlar altında cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanıyor. Bu seçimin içinde bulunduğu zor durumdan çıkma yönünde bir dönüm noktası olacağına inanıyor…


Kiev üzerindeki söz hakkını kaybetmeyi hiçbir türlü kabul etmeyen Rusya ise Ukrayna yönetimindeki mevcut siyasi güçlerin iktidarına meşruiyet kazandıracak 25 Mayıs seçimini engellemek için tüm yolları denemeyi sürdürüyor.  Bir taraftan Kiev’i ekonomik olarak çaresiz durumda bırakmak için hamlelerini arttırırken, diğer taraftan da en önemli kozunu oynuyor – Ukrayna’nın doğusunda gerilimin fitilini ateşliyor.
Bu şartlar altında seçim gerçekleşir mi, gerçekleşmez mi, bilinmez, ancak şimdilik Ukrayna yönetimi bu önemli takvimi ertelememekte kararlı. Seçim takvimi işliyor, her ne kadar doğudaki olayların gölgesinde kalsa bile hazırlıklar sürüyor, ittifaklar kuruluyor…

“Lady Yu” yeniden sahnede
Seçimin en iddialı adaylarından birisi eski Başbakan Yuliya Timoşenko.  Ukrayna’nın son 10-15 yıllık siyaset tarihinin en tartışmalı figürü olan Timoşenko, “hiç dostu olmayan, ancak iktidar sahibi olmak için her kesle ittifaka gidecek politikacı” olarak tanımlanıyor. Seçime Batkivşina Partisinin adayı olarak katılıyor.
1960 senesinde Dneprepetrovsk’da doğan Yuliya Timoşenko’nun (Grigyan) uzmanlık alanı ekonomi. Dneprepetrovsk Devlet Üniversitesi ekonomi bölümü mezunu olan Timoşenko siyasete ticaretten gelenlerden. 1988 senesinde eşiyle birlikte video salon ağı kurarak iş dünyasına atılan Timoşenko 1991 senesinde yakıt ve makine yağı ticaretiyle uğraşan  Ukrainskiy Benzin şirketinin Genel Müdürü görevine geldi. 1995 senesinde Timoşenko artık takas anlaşmalarıyla para kazana  Ukrayna Birleşik Enerji Sistemi Şirketinin Başkanıydı. Ağırlıklı olarak Rusya ile ticaret yapan şirket Ukrayna işletmelerinin ürünlerini enerji karşılığında satıyordu. Milyonlarca grivna cirosu olan şirket 1996 senesinde “siyasi” ve bunun devamı olarak ekonomik sorunlarla karşılaşmaya başlayınca Timoşenko ticaretten siyasete atılma kararı aldı. Ancak ticari kafasını siyasette hiç unutmadı - hep kullandı…
1997 senesinde Timoşenko Kirovogradşina’da seçimleri kazanarak milletvekili oldu. İddialara göre, bu politik hamle dönemin iddialı politikacılarından Pavel Lazarenko ile siyasi ve ticari işbirliği sayesinde gerçekleşti. Timoşenko’nun milletvekili seçilmesinden birkaç ay sonra Lazarenko Vatandaş Partisini kurdu. Yeni partinin Genel Başkan Yardımcısı tanıdık isimdi – Yuliya Timoşenko…

1998 senesinde Timoşenko ikinci kez milletvekili seçildi. 1999 senesinde ise Batkivşina Partisinin başına geçti, hemen ardından parlamentodan ayrılarak Viktor Yuşçenko hükümetinde yakıt-enerji alanından sorumlu Başbakan Yardımcısı görevine atandı. Ancak yükseliş kısa sürdü – dönemin politikacıları ve işadamları Timoşenko’dan memnun değillerdi.
2000’de Ukrayna Birleşik Enerji Sistemi şirketinde yönetici pozisyonunda olan eşi tutuklandı. Birkaç ay sonra – 15 Ocak 2001’da Başsavcılık Timoşenko hakkında kaçakçılık ve sahtecilik suçlamasıyla dava açtı. Timoşenko 4 gün sonra istifaya, 13 Şubat 2001’de ise cezaevine gönderildi. Bir aydan fazla cezaevinde kaldı ve çıkınca Leonid Kuçma rejimine karşı mücadeleye katıldı. Birkaç muhalif partinin oluşturduğu Ulusal Kurtuluş Forumunun lideri seçildi. Bir süre sonra bu forum Yuliya Timoşenko Bloğu adını aldı ve 2002 senesinde bu bloğun lideri olarak Timoşenko üçüncü kez milletvekili statüsü aldı. Aynı yıl “Kuçma’sız Ukrayna” eylemlerinin liderlerinden biri oldu.

Yuliya Timoşenko dünya siyaset arenasına 2004 senesinde çıktı. Ukraynalı kadınların geleneksel saç modelini andıran taç gibi örgüsü ve cesur çıkışlarıyla dikkat çeken Yuliya Timoşenko, “turuncu devrim”in sembollerinden biri oldu.  Viktor Yuşçenko’nun “Bizim Ukrayna” bloğu ile “Halkın Gücü” koalisyonunu oluşturan Timoşenko’nun o dönem zaten yüksek olan reytingi “turuncu devrim”le birlikte tavan yaptı. Yuşçenko’nun Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Timoşenko “turuncu hükümet”in başına geçti. Ancak Başbakanlığı sadece 7 ay sürdü. Cumhurbaşkanının yakın çevresi ile, özellikle de şimdiki seçimde rakibi olan eski Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı Peter Poroşenko ile  ciddi gerilim yaşayan Timoşenko, “turuncu devrim”in senesi dolmadan Yuşçenko ekibine muhalefetini ilan etti.
Eski Cumhurbaşkanı Yuşçenko, “turuncu devrim”den yaklaşık 10 sene sonra Timoşenko ile ilgili hayal kırıklığını TRT Türk’e bu kelimelerle ifade edecekti: “2005 senesinde muhalefetini ilan etmesine rağmen 2009 senesinde ben onu Başbakan Yardımcısı atadım. Timoşenko’nun istihdam geçmişine bakarsanız, son ana kadar onun atamalarının altında benim imzam var. Bütün atamaları ben yapmışım. Çünkü ben inanmıştım. Ben ilişkilerimize inanıyordum.  Ben onun Ukrayna için önemli olan görevleri yerine getirebileceğine inanıyordum. Ancak hayal kırıklığına uğradım.  O benimle dürüst davranmadı”.
2006 genel seçimlerinde Timoşenko Bloku parlamentodaki 450 yerden 129’nu kazanarak Bölgeler Partisi’nden sonraki sıraya yerleşti. Amacı yeniden Başbakan olmaktı ve bunun için parlamentoda “turuncu çoğunluk” oluşturmayı denedi. Ancak “Bizim Ukrayna” Bloku ile anlaşamadı. Yuşçenko, Bölgeler Partisi Viktor Yanukoviç’i Başbakan atadı. Yanukoviç hükümetinde Bizim Ukrayna 7 bakanla temsil ediliyordu. Temsilciliği bulunmayan tek siyasi güç ise Yuliya Timoşenko Bloku idi. Ancak 2006’nın sonlarına doğru Bizim Ukrayna’lı bakanların tamamı hükümetten uzaklaştırılınca, yeni siyasi kriz patlak verdi.

2007 senesinde Yuşçenko erken genel seçim kararı aldı. 30 Eylül 2007 seçimlerinde Timoşenko’nun grubu parlamentodaki kürsü sayısını arttırdı. Bu kez parlamentoda Timoşenko grubunun 156 yeri vardı. 29 Ocak’ta Yuliya Timoşenko Bloku ile Yuşçenko’yı destekleyen Bizim Ukrayna arasında demokratik koalisyon anlaşması imzalandı. Yuşçenko ekibinin büyük bir kısmı karara karşıydı, ancak Cumhurbaşkanı, ülkenin içine düştüğü çıkmazı aşmanın başka yolu olmadığını düşünüyordu. Bu koalisyon anlaşması sonucu Yuliya Timoşenko Bloku’nu temsil eden Değişim Cephesi Partisi lideri Arseni Yatsenyuk parlamento başkanı oldu, Timoşenko ise ikinci oylamanın ardından yeniden Başbakan görevine geldi.
Ancak “Lady Yu”nun bununla yetinmeyeceği belliydi. Nitekim 2010 seçimlerinde cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu ve ikinci turda seçimi kaybetti. Viktor Yanukoviç’İn %3,48 oyla üstünlük sağladığı seçimlerin ardından parlamentoda da güç dengesi değişti. 1 Mart 2010’da Timoşenko hükümetine güven oyu talep etti. Oylama sonucu Timoşenko hükümeti düşürüldü. Timoşenko, ikinci kez başbakanlıktan ayrılmak zorunda kaldı.

5 Ağustos 2011’de yeniden tutuklandı. Yine siyasi-ticari suçlamalarla. 2009 senesinde Rusya’dan 10 yıl süreyle doğalgaz alınması anlaşmasını yasalara aykırı şekilde onayladığı iddia edilen Timoşenko, görevi kötüye kullanma suçlamasıyla yargılandı. 11 Ekim 2011’de görevi kötüye kullandığına ve Rusya ile yaptığı anlaşma sonucu Ukrayna’yı 188 milyon dolar zarara uğrattığına  hükmedilen Timoşenko 7 sene hapis cezasına çarptırıldı. Bu dava sürerken Timoşenko’nun Ukrayna Birleşik Enerji Sistemleri’ni yönettiği dönemde zimmetine para geçirdiğine ilişkin soruşturma başlatıldı. 2013 senesinde ise dönemin Başsavcısı Viktor Pşonka, Timoşenko’yu 1996 senesinde kendisine rakip olan işadamı, milletvekili Yevgeni Şerban’ın öldürülmesi olayında yer almakla suçladı. 
Cezaevinde olduğu dönemde Ukrayna siyasi gündeminden hiç düşmeyen Timoşenko iki kez açlık grevi yaptı, cezaevinde dövüldüğünü iddia etti. Batı’nın tüm ısrarlarına rağmen Yanukoviç Timoşenko’nun serbest bırakılması talebini kabul etmedi.
“Yuli volyu, ale ne vladu”
Ukrayna’da yaşanan kanlı çatışmaların ardından 21 Şubat 2014’te Yanukoviç rejimi devrildi. 22 Şubat’ta ise Ukrayna parlamentosu Timoşenko’nun serbest bırakılmasına karar verdi. Aynı gün Harkov’da hastanede olan Timoşenko serbest bırakıldı ve Kiev’e dönerek Bağımsızlık Meydanında sahneye çıktı. Bu çıkışın verdiği mesaj belliydi – Timoşenko o gün Bağımsızlık Meydanında cumhurbaşkanı adaylığını ilan ediyordu.
Ancak cezaevinden çıkışının ardından ilk şoku o sahneden inerken yaşadı “Lady Yu”.  Konuşmasını yapıp sahneden indiğinde önünü kesen göstericiler “Devrimi kimin yaptığını biliyorsun, değil mi” diye Timoşenko’ya meydanın sahibi olmadığını anlattı. Kasım 2013’de başlayan gösteriler sırasında meydanı süsleyen Timoşenko posterlerinin altına “hoş geldin” yazıları yazılmaya başladı: “Yuli volyu, ale ne vladu”, yani “Yuliya"ya özgürlük, ama iktidar değil”.

Yanukoviç rejimini devirmek için birleşen çeşitli siyasi güçler bu kez Timoşenko’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı gizli bir ittifak oluşturmaya başladı. Ancak özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz maruz kaldığı bu “soğuk duş”tan etkilenmedi. Cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu, kendisinden şansı daha yüksek olan ünlü “Roshen” çikolata fabrikalarının sahibi Peter Poroşenko’yu desteklemesini isteyenlerle  “Ben ve ailem her gün Roshen çikolatalarını alarak ona destek veriyoruz” diye dalga geçti ve tanıdık retoriği ile seçim kampanyasındaki yerini aldı.
Ancak Timoşenko’nun bu seçime katılması kendisi için büyük risk. Çünkü seçimi kazanmazsa, kendi siyasi kariyeri açısından büyük darbe alacağı gibi hem de Batkivşina Partisi ile bu parti etrafında kurmuş olduğu ittifak ciddi bozguna uğrayacak. Seçimi kazanamama olasılığı ise, Ukrayna halkı bugünkü şartlarda oylamaya girebilirse, yüksek.
Gerek kendi partisi içerisinde, gerek toplumda, gerekse de Batı’da Timoşenko’nun adaylığı ile ilgili görüş birliği mevcut değil. Özellikle Arseni Yatsenyuk liderliğindeki Değişim Cephesi ile birleşmenin ardından Batkivşina, eskiden olduğu gibi Timoşenko’ya kayıtsız-şartsız şartsız biat edenlerin partisi değil. Bölgelerde parti yönetimine gelen insanların büyük bir kısmı Timoşenko’yu birebir tanımıyor ve kendisini siyasi anlamda ona borçlu olarak görmüyor. Tam tersi, partinin en az yarısı Timoşenko’yu kendisine borçlu olarak görüyor.

Timoşenko’nun Yatsenyuk’la ve eskiden en çok güvendiği isimlerden olan Geçici Cumhurbaşkanı Aleksandr Turçinov’la da sorunlar yaşadığı bildiriliyor. Ukrayna basınında yer alan iddialara göre, Turçinov ve Yatsenyuk, Timoşenko’nun talimatları doğrultusunda hareket etmeyi reddediyor. Hatta Turçinov’un Timoşenko’nun da katıldığı Ulusal Güvenlik Konseyi zirvesinde eski Başbakan’a görüşlerini kendisine saklamayı tavsiye ettiği bildiriliyor. Yatsenyuk’a gelince, Ukrayna basını Timoşenko’nun seçimi kazanacağına inanmayan Başbakan’ın yakın arkadaşı, eski Yuşçenko ekibinin kilit isimlerinden olan  Nikolay Martınenko aracılığıyla Poroşenko ile görüşmeler yaptığı iddia ediliyor. Timoşenko’nun parti lideri olmasına rağmen mevcut hükümette ve kotalarda söz sahibi olmadığı da iddialar arasında…

Sorun sadece bu da değil. Batkivşina’da hiç de her kes Timoşenko’nun zafer kazanacağına inanmıyor. Partinin mart ayında yaptırdığı ve sonuçlarını kamuoyuna açıklamadığı anketin basına sızan detaylarına bakılırsa, soru sorulan vatandaşların %50’si Timoşenko’nun aday olmamasını ve siyasetten gitmesini istiyor. %20’lik bir kesim Timoşenko’nun seçime katılmadan siyasette kalmasından yana. Yalnız %18,5’lik bir kesim “Lady Yu”nın seçime katılmasını destekliyor.
Bağımsızlık Meydanında cumhurbaşkanlığı seçimini bekleyen halk ise Timoşenko’yu da Yuşçenko ve Yanukoviç gibi “geçmiş” olarak görüyor. Bugün meydanda bulunan insanlar, özellikle gençler için Timoşenko tamamen başka bir dönemi sembolize ediyor. Öte yandan, Timoşenko’nun Başbakan olduğu dönemlerin sonuçları kendisine seçim kampanyasında kullanabileceği bir malzeme sunmuyor. Tam tersi, Ukrayna’da insanlar Timoşenko’nun Başbakan olduğu zamanları iktidar içi çatışmalar, perde arkasında Rusya ile oynanan oyunlar ve Ukrayna’nın ekonomik olarak ciddi sıkıntılara düştüğü dönemler olarak hatırlıyor.  Timoşenko’nun belki Yanukoviç’le bir seçime katılması durumda şansı olabilirdi – çünkü bu ikili arasında kişisel bir düşmanlık vardı ve “Lady Yu” bu tür durumları çok iyi kullanabilen bir politikacı. Ancak Yanukoviç’in ortadan kaybolmasıyla birlikte bu koz elden çıktı.

Timoşenko şimdiki en önemli rakibi Poroşenko’yu da düşman olarak görüyor. Ancak seçim kampanyasında Poroşenko ile açık düşmanlık etme şansı yok. Çünkü Poroşenko, şu an karşı tarafı – rejimi temsil etmiyor, meydandan geliyor, aşağı-yukarı Timoşenko ile aynı tabana hitap ediyor.  Yani Timoşenko’ya lazım olan “taraftar” tabanı mevcut değil. Üstelik, Kliçko’nun Poroşenko’yu desteklemesinin ardından siyasi sistemdeki güç nispeti de Timoşenko’yu rahatsız edecek şekilde  değişmiş durumda.
Ülkede yapılan tüm sosyolojik araştırmalar Timoşenko’nun ikinci tura çıksa bile seçimi kazanma olasılığının düşük olduğunu gösteriyor. Anketlere göre, Timoşenko yalnız ikinci turda Bölgeler Partisinden kovulan eski cumhurbaşkanı adayı Sergey Tigipko ile yarışırsa, kazanabilir. Ancak Tigipko’nun ikinci tura geçme olasılığı yok. İkinci tur olacaksa, Peter Poroşenko ile Timoşenko arasında olacak ve bu durumda “çikolata kralı”nın diğer adayların desteğini alma ihtimali daha yüksek.

Ancak yine de  Timoşenko’nun kaybedeceğini kesin olarak söylemek için henüz erken. Ukrayna gibi olayların her gün farklı şekil aldığı ülkede seçimin olup-olmayacağını bile kestirmek zor iken sonuç tahmininde bulunmak acelecilik olurdu.  Ülkede devrim tamamlanmış değil, hatta daha başlangıç noktasından ilerleyebilmiş bile değil. Timoşenko ise  kriz dönemlerinin politikacısı ve iktidar hırsı için her kesle anlaşabilecek bir isim. Her ne kadar bugün Rusya retoriği sertleşse ve Putin’in Ukrayna’nın düşmanı olduğunu söylese dahi, Timoşenko’nun Moskova ile anlaşma şansı Poroşenko’dan daha yüksek. Moskova’nın da seçimi erteleme politikasının gerçekleşmemesi durumunda üzerine oyun kurabileceği en uygun isim Timoşenko. Rusya açısından en önemli sorun  Timoşenko’nun öngörülemeyen ve popülist siyasetçi oluşu, ancak Kremlin’le “Lady Yu”nun anlaşabileceği noktalar kesinlikle diğer adaylara göre daha fazla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara