11 Nisan 2014 Cuma

Ukrayna'nın seçimi: çare çikolata kralı mı?

Ukrayna’da geçtiğimiz kasım ayında gösteriler başladığında kimse olayların şimdiki noktaya geleceğini tahmin etmiyordu. Evet, Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç  ve ekibine yönelik yolsuzluk iddiaları vardı,  ekonomik durum kötüydü,  Ukrayna’nın stratejik tercihi ciddi tehdit altındaydı, ancak yine de Bağımsızlık Meydanına çıkan halkın hedefi iktidar değişikliği değildi.  Yanukoviç’in istifası olası görünmüyordu,  hatta erken seçim olursa Yanukoviç’in yeniden zafer kazanma şansının daha yüksek olduğu düşünülüyordu. Bunun en önemli nedeni ise muhalefetin de iktidar değişikliğine hazır olmadığı yönündeki kanaat idi. Ve hiç de yanlış kanaat değildi. 


O dönem muhalif cephede potansiyel aday olarak görülen eski Başbakan Yuliya Timoşenko cezaevindeydi,  oradan çıkması ihtimali düşüktü, Avrupalıların desteklediği boksör-politikacı Vitali Kliçko’nun reytingi ise yüksek olmasına rağmen erken seçim kazanmak için yeterli değildi.  Gösteriler sırasında birliktelik sergilemelerine rağmen muhalefetin ortak bir adayla seçime katılma ve hatta böyle bir aday bulma olasılığı da düşük görülüyordu. Bu şartlar altında ne Batı’nın ve tabi ki ne de Rusya’nın da erken seçim senaryosundan yana olmadığı konuşuluyordu…

Ancak 3 ay içerisinde tablo tamamen alt-üst oldu.  Ukrayna’nın stratejik tercihi Batı ile Rusya arasında ölüm-kalım savaşına dönüştü.  Yanukoviç iktidarının 3 kez şiddeti denemesine ve onlarca insanın ölmesine rağmen protestolar dinmediği gibi, sokaktaki insanların talepleri de şekil değiştirdi – Avrupa Birliği’ne entegrasyon talebinin yerini istifa sloganları aldı ve şiddetin daha da yükselttiği dalga Yanukoviç iktidarını devirdi.  Siyasi güçlerin üzerinde kontrol mekanizması oluşturma iddiasında bulunan meydan otoritesi boşluğu kullanmaya çalıştı.  Kremlin’in işgal bahanesi olarak kullandığı milliyetçi güçler siyasi sahnenin ön sıralarına çıktı. Yanukoviç’in kaçışı ve siyasi sahneden kaybolması seçmenin beklentisini de değiştirdi. Seçmen artık sadece “kim olursa olsun, Yanukoviç’i mağlup etsin” dediği bir aday değil de, Ukrayna’yı içinde bulunduğu dar boğazdan kurtara ve ileriye götüre bilecek bir aday arayışına girdi.   Cumhurbaşkanı olma iddiasından hiçbir zaman vazgeçmeyen Yuliya Timoşenko serbest bırakılsa dahi, birkaç gün sonra meydanın beklediği adayın o olmadığı ortaya çıktı. Batı’nın, daha doğrusu Avrupa’nın gelecek vaat eden politikacı olarak gördüğü Vitali Kliçko’nun gösterilerin başladığı günlerdeki otoritesi sarsıldı,  meydanda genç politikacının “Yanukoviç’le el sıkışan lider” imajı oluşturuldu.  Bütün bunların üzerine Rusya, Ukrayna’yı kontrol altında tutmak için son kozunu sahneye sürdü – Kırım’ı işgal etti, Ukrayna’nın doğusunu provokasyonlarla sarsmaya başladı.

Ve Ukrayna şimdi bu yeni şartlar altında yeni cumhurbaşkanını seçmeye hazırlanıyor. Seçimin şimdiki favorisi ise daha önce adaylık için adı geçen isimler değil, gösterilere verdiği ciddi finans ve medya desteğine rağmen sahnede Yatsenyuk-Tyagnibok-Kliçko üçlüsünün gerisinde kalan işadamı-oligark-politikacı Peter Poroşenko.
Her dönemde sahnedeydi
1965 senesinde Odessa vilayetine bağlı Bolgrad kentinde doğan Poroşenko ünlü Ukrayna şairi Taras Şevçenko’nun adını taşıyan Kiev Üniversitesi uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk bölümü mezunu. Uzmanlık alanı uluslararası ekonomi. Ekonomi alanında ciddi ödülleri bulunuyor.
Poroşenko da Timoşenko gibi siyasete ticaretten gelenlerden. 1990-91 senelerinde “Respublika” adlı (Cumhuriyet) Küçük ve Orta İşletmeler Birliği’nin Genel Müdür Yardımcısı olarak kariyerinde ilk yükselişi elde etti. 1991-93 senelerinde Ukrayna Borsa Evi’nin Genel Müdürü oldu.  1993-98 seneleri  arasında Ukrayna Sanayi Yatırım Birliği (Ukrprominvest) Genel Müdürü görevi de dahil çeşitli şirketlerin yöneticiliğini yaptı.  Şimdilerde dünyaca meşhur Roshen markasının sahibi olan Poroşenko’nun şekerleme alanındaki kariyeri de o yıllarda başladı – Vinnitsa Şekerleme Fabrikasının Gözlem Konseyi Başkanlığını yaptı.
Poroşenko’nun yaşamında siyaset sahnesi 1990’lı yılların sonlarında açıldı.  1998’de Petro Poroşenko bağımsız milletvekili seçildikten sonra Sosyal Demokrat Parti grubuna geçti, kısa süre sonra da partinin Siyasi Konsey üyesi oldu. Sosyalistlerle işbirliği iki sene sürdü. Poroşenko,  Ukrayna’nın iddialı siyasetçilerinden SDPU Politbüro Başkanı Viktor Medvedçuk’la anlaşamayınca sosyal demokratlardan ayrıldı ve kendi sol merkezci Solidarnost (Dayanışma) grubunu ve Ukrayna Dayanışma Partisini kurdu.  Parti, Ukrayna Çalışma Dayanışması Bölgesel Uyanış Partisiyle ittifaka girince eşbaşkanlık görevini üstlendi. Ancak “bölgeseller”le işbirliği de kısa sürdü – Poroşenko’nun partisi 2001 senesinde Viktor Yuşçenko’nun Bizim Ukrayna blokuna katıldı.
Halk İttifakı-Bizim Ukrayna Partisinin prezidyumuna seçilen Poroşenko, 2004 senesindeki cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Yuşçenko’nun oluşturduğu Halkın Gücü koalisyonunun seçim karargahının başkanlığını yaptı.  2003 senesinde aldığı 5.Kanal televizyonunun bütün imkanlarını Yuşçenko’nun kazanması için kullandı. 5.Kanal, medyanın ciddi sansüre maruz kaldığı Ukrayna’da  “turuncu devrim”in sesi oldu…
Bizim Ukrayna’nın ve “turuncu devrim”in lideri Viktor Yuşçenko’ya hem siyaseten, hem de kişisel olarak en yakın isimlerden birisiydi.  Aktif rol aldığı turuncu devrimin ardından  Yuşçenko’nun işi siyasetten ayırma çağrısına destek vermek için Ukrprominvest’teki görevini aynı şirkette Genel Müdür olan  babasına devretti. Ancak hiçbir zaman düşmanlarının bu ayrılığın yalnız sözde olduğuna ilişkin iddialarından kurtulamadı…
Siyasetteki en önemli görevlerinden birisine Yuşçenko döneminde atandı – şubat 2005’de Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanlığına getirildi. Ancak bu görevde sadece 8 ay kaldı – Başbakan Yuliya Timoşenko ve ekibi ile yaşadığı anlaşmazlıkların ve kendisine yönelik yolsuzluk suçlamalarının ardından Yuşçenko Poroşenko’yu görevden aldı.  Poroşenko, bizzat Timoşenko’nun avukatının da yer aldığı bir ekibin bu iddiaları araştırdığını ve kanıtlayamadığını söyledi, ancak Yuşçenko, çiçeği burnunda hükümetinin üzerine gölge düşmesini istemediği için turuncu devrimin sponsorunu uzaklaştırmayı tercih etti.

2006 senesinde Bizim Ukrayna grubundan milletvekili seçilen Poroşenko 2007 senesinde Merkez Bankası Başkanı görevine atandı.  Bu görevi 2012 senesine kadar sürdürdü. Paralel olarak Ekim 2009’da Dışişleri Bakanı görevine getirildi, ancak 11 Mart 2010’da kurulan Nikolay Azarov başkanlığındaki hükümet tarafından görevden alındı. Bir süre sonra cumhurbaşkanı seçilen Yanukoviç  Poroşenko’nun ekonomik kafasından yararlanmaya çalıştı. 13 Mart 2012’de Poroşenko Ukrayna’nın Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanı görevine atandı, ancak bu görevde de aynı yılın aralık ayına kadar kalabildi. Bazılarına göre, Poroşenko bu görevi kendi “imparatorluğunu” Donetsk lobisinin gazabından kurtarmak için kabul etti.
Aralık 2012’de Vinnitsa’dan bağımsız milletvekili seçildi. Her hangi bir parti veya parti grubunda temsilciliği yok.
Çikolata kralı, medya patronu
Poroşenko, Ukrayna’nın en zengin isimlerinden. Forbes’in son değerlendirmesine göre, 1,3 milyar dolarlık servetiyle Ukrayna’nın en zenginleri listesinde 7.sırada.  İlk parasını kakao çekirdeği satarak kazanmış. 1990’lı yıllarda birkaç şekerleme işletmesi satın alan Poroşenko, sonralar bu işletmeleri Roshen grubunda birleştirerek Ukrayna’nın en ünlü çikolata markasının sahibi olmuş. Roshen sayesinde zengin olduğu için “çikolata kralı” adını alan Poroşenko ticareti bu alanla sınırlı tutmamış. Otomobil ve otobüs fabrikaları, şeker fabrikaları,  tersanesi bulunan Poroşenko ayrıca da medya patronu.  Turuncu devrimin yanı sıra Ukrayna’da geçtiğimiz kasım ayından başlayan meydan harekatının da en önemli sesi olan 5. Kanal halen Poroşenko’ya ait.  2011 senesinde Amerikalı işadamı Jed Sunden’dan KP Media şirketini de alan Poroşenko, ortağı Boris Lojkin’le birlikte Pravda Ukrainı gazetesinin, Korrespondent dergisinin, korrespondent.net, bigmir.net, ricardo.com.ua, novnyar.com.ua, politrog.net sitelerinin, Naşe Radio, Petro FM, Next radyolarının da sahibi.
Dikkatli, ciddi ve sakin
Tanıyanlar  Poroşenko’yu aşırı dikkatli davranan birisi olarak tanımlıyor. Ciddiyet ve sakinlik Peter Poroşenko’nun karakterinin diğer en önemli çizgilerinden. Kendisini iddialı birisi olarak tanımlıyor.  Ukraynalı uzmanlar ise onu “turuncu koalisyon”un dağılmasının kurbanı olarak görüyor.
Oldukça aktif ve alanında başarılı bir isim olarak tanınıyor. Batı’daki siyasi çevrelerle ilişkileri iyi.
Profesyonel olarak kendi değerini bilen birisi olarak tanımlanıyor.  Siyasi bakışları bir-birinden keskin şekilde farklı olan iktidarlarda görev almayı kabul etmesi de bu yaklaşımıyla açıklanıyor.  Siyasetteki en büyük pişmanlığı Yuşçenko döneminde Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı görevini kabul etmesi.  O zaman üç hafta direnmesine rağmen bu görevi kabul ettiğini ifade eden Poroşenko, 2007 senesinde verdiği bir röportajda bunu kendisinin en büyük hatası olarak değerlendiriyordu. Her zaman adının ülkenin en etkili politikacıları sırasında geçmesine rağmen, Poroşenko 2007 senesinde henüz cumhurbaşkanlığı için hazır olmadığını söylüyordu.  Yazının başında da kaydedildiği gibi, 2013’ün sonuna kadar toplum da aynen Poroşenko gibi düşünüyordu…
Seçimin favorisi
Ancak görünen o ki, şimdi hem Poroşenko, hem toplum ünlü oligark-politikacının adaylığına hazır.
En son anketlere göre, Ukraynalıların %24,2’si Poroşenko’nun adaylığını destekliyor. Diğer iddialı aday Yuliya Timoşenko’nun desteği ise %10,1 civarında. Research&Branding Group’un yaptığı ankete göre, Poroşenko’nun lehine  yarıştan çekilen Vitali Kliçko’yu %7,8’lik bir kesim destekliyor.  Bölgeler Partisinden kovulan eski aday Sergey Tigipko’nun desteği ise %6,3 civarında. Çoğu analistler, seçime kadar güç dengesinde bir değişiklik olmazsa, ikinci turun kaçınılmaz olduğu görüşündeler.  Ve ankete göre, ikinci tur olursa, Ukraynalıların %40,8’i Poroşenko’ya, %17,9’u Timoşenko’ya oy verecek. İkinci turun Poroşenko ile Tigipko arasında geçmesi durumunda ise oy nispeti %47,7-%14,3 oranında olacak. Yani hatta Timoşenko ve Tigipko birlikte hareket etse bile, Poroşenko’nun önüne geçemeyecek.
Euromeydan en çok ona yaradı
Poroşenko’nun öne çıkmasında Euromeydan – geçtiğimiz kasım ayından başlayan gösteriler hiç şüphesiz en önemli etken.  Gösteriler sırasında muhalif liderlerle meydan arasında önemli konularda görüş ayrılıklarının yaşandığı belliydi.  Özellikle de yüzden fazla insanın öldüğü şubat olaylarından sonra Yanukoviç’le anlaşmaya imza atılması meydanda oldukça ciddi tepki doğurdu ve bu tepki sahnede ön planda duran Yatsenyuk-Kliçko-Tyagnibok üçlüsüne yöneldi.  Ve büyük olasılıkla, her devrimden sonra olduğu gibi, Ukrayna’da yaşanan bu süreçte de bu üç liderin temsil ettiği siyasi güçler daha bir süre  memnuniyetsizliklerin ve hayal kırıklıklarının hedefi olacak. Özellikle de hükümette yer alan Batkivşina ve Svoboda liderlerinin çalkantılı dönemin dezavantajlarını yaşamak zorunda kalacak iki güç olacağı çok açık.

Bu durum ise en çok Poroşenko’nun işine yaradı ve yarıyor.  Gösterilerin başladığı dönemde %3,8 reytinge sahip olan Poroşenko’ya halk desteği bugünlerde %25-%30 civarında.
Ukrayna’da gösteriler devam ederken her kes Meydan’ın  en önemli sponsorlarından birisinin Petro Poroşenko olduğunu biliyordu.  Poroşenko son döneme kadar meydanda hep sahnenin arkasında, meşhur “üçlü”nün bir adım gerisindeydi. Kendisi mi bunu tercih ediyordu, diğerleri mi böyle istiyordu, söylemek çok zor, ama gerçek şu ki, bu duruş “çikolata kralı”na sempatiyi arttırdı. Kırım’da işgalin  başladığı günlerde Ukrayna’nın yeni yönetiminden kimsenin gitme riskinde bulunmadığı Akmescit’te linç girişimini göze alarak parlamentonun önünde boy gösterme  cesaretinde bulunması da hiş kuşkusuz, Poroşenko’nun artı hanesine yazıldı.

Seçim kampanyasının başında ise Poroşenko bir ciddi hamle daha gerçekleştirdi –  muhalif liderlerden Vitali Kliçko ile anlaştı. İki lider arasındaki anlaşmaya göre,  Kliçko cumhurbaşkanlığı seçiminde Poroşenko’yu, Poroşenko ise Kiev Belediye Başkanlığı seçiminde Kliçko’yu destekleyecek. Bazıları için beklenmedik hamle olan bu anlaşma hiç kuşkusuz, Poroşenko’nun seçimdeki şansını ciddi oranda arttırıyor. Çünkü çoğu sosyolojik sorgulara göre, her ne kadar protestoların son günlerinde gözden düşürülmeye çalışılsa dahi Kliçko’nun popülaritesi Timoşenko’dan bile daha yüksek.   Bu anlaşma, Poroşenko’nun oylarının en az %8-%10 artması anlamına geliyor. Öte yandan, Kliçko ile Poroşenko’nun  anlaşması, toplumun muhalefet arasındaki birlik talebini tam olmasa dahi bir  ölçüde karşılıyor ve  Timoşenko’ya karşı “çikolata kralı”nın elini çok güçlendiriyor. Muhalif tabanın bundan sonraki aşamada Poroşenko’dan değil, Timoşenko’dan geri çekilme  beklentisi içerisinde olacağı çok açık.  Çok önemli bir detay daha var – Poroşenko’nun cumhurbaşkanlığı seçiminde tüm ülkede çalışabilecek partisi-ekibi yok.  Erken seçimin ilan edilmesiyle oylamanın yapılacağı tarih arasındaki kısa sürede bu ekibi kurmak pratik olarak mümkün değildi. Kliçko’nun desteği ile Poroşenko bu sorunu da önemli ölçüde halletti – şimdi parlamentoda üçüncü parti olan Reform İçin Ukrayna Demokratik İttifakı Partisinin (UDAR) bölge teşkilatları onun için çalışacak.  Kliçko ise hem zor zamanda taviz veren politikacı olarak topladığı sempatiyle gösterilerin son döneminde almış olduğu “yara”yı saracak, hem de bir sonraki seçim için siyasi sermayesini güçlendirecek. Dolayısıyla, Kliçko-Poroşenko ittifakı iki tarafın da pozisyonunu olumlu etkileyecek.
Oligark aday
Ukrayna’nın diğer eski Sovyet coğrafyası ülkelerinden en önemli farklarından birisi oligarşinin siyasette açık şekilde yer alması. Gerçi Rusya başta olmak üzere diğer ülkelerde de oligarşi önemli faktör, ama hiçbir ülkede Ukrayna’daki kadar açık oynamıyor. Petro Poroşenko da Ukrayna oligarşisinin temsilcisi. Onun ise kendi ülkesindeki oligarklardan çok önemli bir farkı var – Ahmetov, Firtaş, Levoçkin  gibi oligarklardan farklı olarak Poroşenko siyasete hem sponsorluk ediyor, hem kendisi bizzat siyasi aktör olarak sahnede yer alıyor.
Bazılarına göre oligark oluşu Poroşenko için avantaj, bazıları için ise çok ciddi dezavantaj. Çünkü rakiplerinin seçimde Poroşenko’ya karşı kullanacağı en önemli koz bu. Yuliya Timoşenko’nun seçim kampanyasının en önemli mesaji oligarşi ile mücadele.  Öte yandan, gerek Timoşenko’ya, gerekse de diğer rakiplerine yakın çevreler sürekli olarak Poroşenko’nun eskiden Bölgeler Partisinin iki önemli sponsorundan birisi olan “gaz kralı” Dmitri Firtaş’ın ve diğer önemli oligark Levoçkin’in Poroşenko’ya destek verdiğine ilişkin iddiaları gündeme taşıyor.  Kliçko-Poroşenko ittifakının da Firtaş’ın desteği sayesinde gerçekleştiği iddia ediliyor.

Ancak analistlere göre, muhalif taban Poroşenko’yu diğer oligarklarla aynı kefeye koymuyor. Ukrayna’daki tüm değişiklik anlarında aktiflik sergilemesi,  Rusya ile ciddi ticari ilişkilerinin bulunmasına ve iki ülke arasındaki tüm anlaşmazlıklarda parasal olarak ciddi kayıplar vermesine rağmen protestolarda halkın yanında yer alması Poroşenko’nun klasik “oligark”tan daha çok başarılı yönetici olarak kabul görmesini sağlıyor. Öte yandan, halkın klasik “adam milyarder, demek ki devletten çalmasına gerek kalmayacak” yaklaşımı da Poroşenko’nun işine yarıyor.  Rusya ile ticari savaştan en çok zarar gören isim olması (bazı iddialara göre, Poroşenko’nun Rusya’da hapis konulan 2,4 milyar doları bulunuyor) da Kırım’ın işgalinden sonra Moskova’yı düşman olarak gören seçmen nezdinde “çikolata kralı”nın üstünlüğünü  arttırıyor.
Öte yandan, Poroşenko’yu Firtaş’ın desteklediğine ilişkin iddialar tabanda otomatik olarak Timoşenko’nun da Rinat Ahmetov’la anlaşmaya çalışacağına ilişkin algı doğuruyor. Bu ise Timoşenko açısından hiç de hoş algı değil.  Yine de Poroşenko-Kliçko-Firtaş ittifakı Timoşenko-Ahmetov ittifakına göre daha çok kabul görüyor.

Ayrıca, her kes şimdiki durumda – Bölgeler Partisinin ve dolayısıyla, hem de partinin sponsorlarının reytinginin düştüğü dönemde Poroşenko’nun Firtaş’a değil, Firtaş’ın kendi ekonomi imparatorluğunu korumak için daha şanslı aday olarak görülen Poroşenko’ya ihtiyaç duyduğunun farkında. Poroşenko şu an gerek siyasi, gerek ekonomik açıdan en güçlü aday. Öte yandan,  ülkenin tamamında oy alabilme şansı en yüksek olan aday. Ukrayna’nın batısında  Poroşenko ile Timoşenko arasındaki uçurum çok  fazla – yaklaşık 4,5 kat.  Ukrayna’nın güney ve doğusunda da ivme Poroşenko’dan yana.   Son anketlere göre, Dneprepetrovsk ve Zaporojye vilayetlerinde Poroşenko’ya halk desteği %19 civarında. Bu, Tigipko’ya verilen destekten iki, Timoşenko’ya verilen destekten 3 kat daha fazla.

Hiç kuşkusuz, bu seçimin en önemli entrikalarından birisi  Yanukoviç’in kaçışından sonra şok yaşayan Bölgeler Partisinin tabanının – güney ve doğu Ukrayna’nın kime oy vereceği konusu olacak. Son anketler, bu bölgelerde seçmenin %40’nın daha tercihini belirlemediğini gösteriyor. Bu bölgede favori aday da yok. Daha önce şansı yüksek görülen Sergey Tigipko, Rinat Ahmetov ve grubundan darbe aldıktan – Bölgeler Partisinden kovulduktan sonra zor durumda. Komünist aday Peter Simonenko’nun adı bile geçmiyor.  Rinah Ahmetov’un adaylığında ısrar ettiği eski Harkov Valisi Mihail Dobkin’in seçimi kazanma şansının olduğuna ise kimse inanmıyor. Yani dolayısıyla, daha önce Yanukoviç’e oy veren seçmenin oyları da büyük ölçüde Poroşenko ile Timoşenko arasında bölünecek. Ve bu yarışta yine seçmen için geçmişi temsil eden Timoşenko değil, siyaset tecrübesi çok olmasına rağmen seçmenin gözünde “yeni” olan  Poroşenko daha şanslı görünüyor.
Ve nihayet işgal altındaki Kırım. Her ne kadar Rusya Kırım’ı ilhak ederek kendine bağlasa dahi, bu bölgede halen Ukrayna vatandaşı olan 1,8 milyon seçmen yaşıyor. 2010 seçimlerinde bu seçmenin %80’ni Yanukoviç’e oy vermişti. Şimdi Rusya onların seçime katılmasına izin verecek mi, belli değil. Hatta izin verilse bile,  belli ki Kırım’da sandık kurulmayacak, oy vermek isteyen Kırımlıların Ukrayna anakarasına – büyük olasılıkla Herson vilayetine gitmesi gerekecek. Ancak bu girişimde bulunan Kırımlı seçmen sayısının fazla olması beklenmiyor.  Bu faktör de kendiliğinde Poroşenko’nun işine yarayacak. Çünkü Kırım’da kaybolan 1,8 milyon oy batı ve merkez vilayetlerdeki oyların değerini arttıracak. Batı ve merkezde ise Poroşenko’nun sorunu yok…
Ancak elbette, bunlar henüz seçim kampanyasının ilk döneminin tahminleri. Ukrayna söz konusu olunca temkinli davranmak lazım ve seçim tahmininde bulunmak için acele etmemek gerekiyor. Öte yandan, şu an seçim sonucu tahmininden önemli olan başka bir soru var:
Seçim olacak mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara