29 Nisan 2014 Salı

Avrasya Birliği için kritik eşik

Belarus’un başkenti Minsk’de bugün Putin’in SSCB hayali olarak görülen Avrasya İttifakı projesinin geleceği açısından önemli bir toplantı yapılıyor. Rusya, Kazakistan ve Belarus devlet başkanları Yüksek Düzeyli Avrasya Ekonomi Konseyi toplantısı için Minsk’de bir araya geliyor. Toplantı kritik öneme sahip, çünkü Avrasya İttifakı’nın kurulup-kurulmamasına karar verilecek.

Devlet başkanlarının gündeminde Avrasya Ekonomi İttifakı Anlaşması taslağı, yol haritası ve Ermenistan’ın Gümrük Birliği’ne üyeliği gibi önemli konular var. Ticari-ekonomik işbirliği konuları ve Ukrayna’daki durumun da ele alınması planlanıyor.

Belarus ve Kazakistan Rusya lehine ittifaktan hoşnut değil
1994 senesinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in “ortak pazar” fikriyle başlayan ve ardından Putin’in eski Sovyet mekanında entegrasyon planına dönüşen Avrasya İttifakı projesiyle ilgili üç ülke arasındaki sorunlar bile 20 senedir ortadan kaldırılamıyor.
Putin’in planına göre, Avrasya Ekonomi İttifakı’nın 1 Ocak 2015’de faaliyete başlaması gerekiyor. Bunun için mayıs sonuna kadar Avrasya İttifakı Anlaşması’nın imzalanması şart. Ancak henüz anlaşmayla ilgili sorunlar ortadan kalkmış değil. Rusya tarafı, toplantı öncesinde iyimser açıklamalar veriyor, ancak diğer tarafların açıklamalarına bakılırsa, iyimser olunacak bir durum yok.
Moskova’dan farklı olarak Belarus ve Kazakistan Avrasya Ekonomi İttifakı Anlaşmasını imzalamaya hazır değil. Çünkü iki ülke de ortak gümrük kurallarındaki muafiyetlerin çoğunun Rusya’nın lehine olduğunu düşünüyor ve aynı derecede muafiyet talep ediyor. Bu ise Moskova’nın yılda 33 milyar dolardan vazgeçmesi anlamına geliyor ki, uzmanlara göre, ekonomisinde durgunluk yaşanan Rusya’nın bu parayı gözden çıkarması imkansız.

Lukaşenko meydan okuyor
1398772990_cd1a018a2732253093a152c9f50234aa.jpgBelarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, 22 Nisan’da ulusa ve parlamentoya sesleniş konuşmasında ülkesinin pozisyonunu yeteri kadar açık şekilde ifade etti. Daha doğrusu, Yüksek Düzeyli Avrasya Ekonomi Konseyi’nin geçen toplantısında söylediklerini bir kez daha tekrarladı. “Batka”, Avrasya Ekonomi İttifakının ortak gümrük kurallarında herhangi istisna ve sınırlama olmaksızın faaliyet göstermesi gerektiğini söyledi: “Anlaşmaya imza atmak istiyorsak, önce gelin tüm sınırlamaları ve istisnaları ortadan kaldıralım. Yok, anlaşmayı bugün imzalayalım, sınırlamaları 10-15 sene sonra kaldırırız diyorsanız, o zaman anlaşmayı da 10-15 sene sonra imzalarız”.
1398773201_e61f0bcf-020e-49fb-94db-8e51c18e72d9mw1024ns.jpgLukaşenko’nun kastettiği istisna ve sınırlamalar petrol vergileriyle ilgili. Moskova ile Minsk arasındaki anlaşmaya göre, Belarus Rusya petrolünü gümrüksüz ithal ediyor, ancak  bu petrolden elde edilen ürünlerin ihracatından elde edilen vergiyi Rusya bütçesine geri ödüyor. Lukaşenko, bu vergilerle Belarus’u Birleşik Arap Emirliklerine dönüştürebileceklerini söylüyor ve Moskova’dan ortak gümrük kuralları çerçevesinde bu vergilerin kaldırılmasını istiyor. Rusya Maliye Bakanlığı ise Lukaşenko’nun talebinin yerine getirilmesi durumunda Rusya bütçesinin yılda yaklaşık 30 milyar dolar kaybedeceğini bildiriyor.
Bağımsız Devletler Birliği devletlerarası mahkemesi 2010 senesinde bu konuda Belarus’un lehine tavsiyede bulunmuştu. O zaman Başbakan görevinde bulunan Vladimir Putin, Moskova’nın tavsiyeleri dinlediğini, ancak bunun karar değil, tavsiye olduğunu bildirmişti. 2013 senesinde ise o dönemin Başbakanı Dmitri Medvedev, üç devletin entegrasyonu söz konusu olduğu için Rusya’nın taviz verebileceğini söylemişti.
Ancak Belarus tarafı 2015 senesine kadar vergilerin kaldırılacağını beklese de, henüz ortada böyle bir karar yok. Rusya Maliye Bakanlığı, istisnaların 2025’ten önce kaldırılmaması gerektiğini savunuyor. Moskova, en iyi durumda sınırlamaların kaldırılmasına 2018-2020 senesinden başlanmasını, bunun da aşamalı olarak yapılmasını öneriyor. Rus yetkililere göre, Minsk zirvesinde sınırlamaların Belarus’un ısrar ettiği gibi 2015 senesinde değil de, aşamalı olarak kaldırılması yönünde karar alınırsa, Rusya’nın planlı vergi manevralarını gerçekleştirmesi için fırsatı olacak.

Öte yandan, Belarus’tan gelen yıllık 30 milyar dolar vergi geliri Rusya’nın 2014-2016 bütçesinin kalemleri arasında yer alıyor ve bu da Moskova’nın Gümrük Birliği’ndeki partnerine taviz vermesini zorlaştıran başka bir faktör olarak gösteriliyor.
1398773011_139473282413691416630034.1000x800.jpegLukaşenko ise bu karar alınmadan Avrasya Ekonomi İttifakı anlaşmasına imza atmayacağını bildiriyor. Belarus Cumhurbaşkanı, ülkesinin Gümrük Birliği anlaşmalarına sadık kaldığını ve son yıllarda gereken tüm adımları attığını, partnerlerden de bunu beklediğini söylüyor.
Belaruslu uzmanlar bugünkü görüşmeden bir sonuç alınabileceğini düşünmüyor. Analistlere göre, zirvede Lukaşenko kendi talebinde ısrar edecek – çünkü ülke ekonomisi gerçekten çok kötü durumda ve  bir sene sonra cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Yıllardır “Batka”nın en önemli kozu ekonomi ve Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi nedeniyle yalnızlaşmasından yararlanarak seçim öncesi istediğini elde etmeye çalışacak. Ancak uzmanlar hükümet düzeyinde yapılan son toplantılarda bu yönde anlaşma sağlanamadığını bildiriyor. Görüşmeleri takip eden kaynaklara göre, Moskova şimdilik bu karara hazır değil, çünkü ekonomisinin durumu kötü; Kırım’ın getirdiği ciddi ekonomik yükün altından kalkması ve Ukrayna ile (aslında Batıyla) mücadeleyi sürdürebilmesi için paraya ihtiyacı var.
Nazarbayev'in endişeleri sadece ekonomiyle ilgili değil 
1398773260_768834849.jpg
Moskova’nın sadece Belarus’la değil, diğer partneri Kazakistan’la da ciddi sorunları var. Gerçi Nazarbayev Minsk toplantısı öncesinde Lukaşenko kadar yüksek perdeden konuşmamayı tercih ediyor, ancak Kazak liderin geçtiğimiz ekim ayında yapılan zirvedeki eleştirileri henüz unutulmuş değil. Nazarbayev, ekimdeki zirvede Gümrük Birliği’ne üyeliğin henüz Astana için yarardan çok zarar getirdiğini, ülkenin ticari dengesinde sorunlar yaşandığını, ihracat %4 oranında azalırken ithalatın arttığını bildirmişti.  Kazakistan Cumhurbaşkanı, ülkesinde üretilen gıda ürünlerinin, özellikle et ve et ürünlerinin Rusya piyasasında yer bulması konusunda zorluklar olduğunu, Rusya enerji piyasasına serbest erişimin olmadığını, elektrik enerjisi transiti olanaklarının sınırlı olduğunu söyleyerek Gümrük Birliği kurallarının maksimum kolaylaştırılmasını ve liberalleştirilmesini istemişti. Kazakistan’ın zaman-zaman Moskova’dan kendi doğalgazını Gazprom üzerinden Avrupa’ya direkt ihraç etme talebinde bulunduğu da biliniyor.
1398773309_image11148357449da4c066cfeccf011da4d43b6bd081.jpgNazarbayev’in Avrasya İttifakı ile ilgili bir başka eleştirisi ise siyasi. Kazakistan lideri, geçen zirvede Rusya’nın entegrasyon sürecini politize ettiğini, konseyin Rus üyelerinin anlaşma sınırlarını aşarak Rusya hükümetinin talimatlarını yerine getirdiğini söyleyerek eleştirilerde bulunmuştu.
Nazarbeyev, fikir babası olduğu Avrasya Ekonomi İttifakı’nın Rusya’nın projesi haline gelmesine tepkili. Kazak lider, oluşturulacak birliğin sadece ekonomik ittifak olması gerektiğini savunuyor. Nazarbayev’e göre, kastedilen ittifak Sovyet İttifakı değil ve olmaması gerekiyor. Daha 1994 senesinde entegrasyon fikrini öne sürdüğünde de Kazak liderin en önemli uyarısı buydu: “Egemenlik, üye devletlerin iç meseleleri, devlet ve siyaset kuruculuğu, dış politikası gibi konular dokunulmaz olarak kalıyor ve bu ittifak bir-birinin içişlerine müdahale etmemeği öngörüyor”.
20 sene sonra – dün Moskova Devlet Üniversitesinde konuşma yapan Nazarbayev’in yine aynı endişeleri taşıdığı görülüyor: “Ekonomik ittifakın gönüllülük, eşitlik, karşılıklı fayda ve her bir ülkenin pragmatik çıkarları doğrultusunda oluşturulması gerekiyor”.
1398773337_photo94758.jpg
Gümrük Birliği'nde Ukrayna çatlağı
Kazak liderin bu endişesi Ukrayna krizinin yaşandığı bu önemli dönemeçte özellikle güncellik arz ediyor. Zira Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesinin ardından Moskova’nın isteği doğrultusunda stratejik tercih yapmayan diğer eski Sovyet mekanı ülkelerini de benzer tehlikenin beklediği görüşü yaygın. Geçtiğimiz günlerde Rusya Liberal Demokrat Partisi lideri Vladimir Jirinovski Kazakistan da dahil Orta Asya ülkelerinin tamamının bağımsızlığına son verilmesi gerektiğini söyledi. Gerçi çoğu uzmanlar Jirinovski’nin açıklamalarının ciddiye alınmaması gerektiğini savunuyor, ancak son dönem Rus dış politikasının LDP liderinin söylemlerinden çok da farklı olmadığını göz önünde bulundurursak, SSCB’nin yeniden kurulması fikrinin sadece popülist söylem veya hayallerle sınırlı kalmadığını söylemek gerekiyor. Elbette, olduğu şekliyle SSCB’nin geri getirilmesi söz konusu olamaz, ancak bu fikrin stratejik tercihini Rusya’dan yana yapmayanların cezalandırılması için sürekli havada bekletilen “Domokles kılıcı” olduğu artık kuşku doğurmuyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Jirinovski’nin açıklamasının hemen ardından Kazakistan’ın kuzeyinde Kırım senaryosunun tekrarlanması olasılığının bulunmadığını söyledi. Ancak daha birkaç ay öncesine kadar Kırım’ın işgali olasılığı da gündemde yoktu veya ciddi kabul edilmiyordu. Dolayısıyla, Kazakistan’ın kuzeyi de, Ukrayna’nın doğusu da, Gürcistan’ın, Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları da Rusya’nın eski Sovyet mekanında entegrasyon projesinin kurbanları olabilir – bu olasılık şimdi her zamankinden daha yüksek.
1398773419_1394562859lukashenko-putin.jpgKazakistan ve Belarus da bunun farkında. Nazarbayev bu konuda da ihtiyatlı, Rusya’nın yanında görünüyor, ancak Ukrayna ile ilişkileri bozacak kadar radikal açıklamalarda da bulunmuyor. Lukaşenko’nun açıklamaları ise Moskova’yı kızdıracak cinsten. Belarus Cumhurbaşkanı, Kırım’ın de-facto Rusya toprağı olduğunu söylüyor, de jure Kırım’ı Rusya’nın arazisi olarak görmüyor ve bunu ortada hukuki anlaşmaların olmamasıyla açıklıyor. Yani açık ifade etmese dahi, Rusya’nın Kırım’ı işgal ettiğini ima ediyor. Bunun yanı sıra, Lukaşenko Ukrayna’nın Kremlin’in talebi doğrultusunda federalleşmesine karşı çıkıyor ve Ukrayna’nın bütün olması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Belarus Cumhurbaşkanının Ukrayna’nın yeni yönetimi tanıma konusunda da her hangi tereddüdü yok. Lukaşenko, Belarus’un Ukrayna’da çıkarlarının olduğunu bildiriyor ve bu çıkarlar için Ukrayna yönetimini tanıdıklarını söylüyor.
Bazı uzmanlar, Lukaşenko’nun Avrasya Birliği projesinde daha fazla hak, imtiyaz elde etmek için Putin’e ters düşecek açıklamalarda bulunduğu düşünüyor. Yani Lukaşenko, Rusya’nın yegane sadık müttefikinden kolay-kolay vazgeçemeyeceğini bildiği için pazarlık yapmaya çalışıyor.
Rusya siyasi ittifak için bütün ekonomik gerekçelerini bir çırpıda siler mi, yoksa Lukaşenko’yu hizaya getirmek için yeni bir tehdit kozunu mu masaya sürer – bu sorunun cevabı yakın günlerde belli olacak.
Ancak sorunun cevabı ne olursa olsun, görünen o ki Putin’in hayalindeki Avrasya Birliği’ni kurmak artık çok zor. Hatta Ermenistan bugün Gümrük Birliği’ne resmen üye kabul edilse, mayısta 4 ülke Avrasya İttifakı Anlaşmasını imzalamayı başarsa bile, bu ittifak Kremlin’in hedeflediği gibi büyük güç olma şansını Ukrayna kriziyle kaybetti.

Ukraynasız Avrasya Birliği  başarı sayılamaz
1398773562_cccp.jpgUkrayna ile Rusya arasındaki kriz nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Kiev’in Avrasya entegrasyon projesinde yer almayacağını söylemek mümkün. Gerçi daha önce de bunu söylemek mümkündü – zira ne çikolata, peynir savaşları, ne gaz fiyatlarının düşürülmesi, ne tehditler, ne krediler Kiev’in Gümrük Birliği’ne doğru adım atmasını sağlayamadı.  Çünkü toplumdaki sosyolojik bölünmeye rağmen Ukrayna’da genel eğilim Rusya’nın nüfuz alanından uzaklaşma yönünde ve Moskova ile entegrasyon ülkenin egemenliği için tehlike olarak görülüyor. Ukrayna’nın kaderinde ve tercihlerinde çok önemli rol oynayan oligarklar da Moskova ile ciddi ticari ilişkileri olmasına rağmen Rusya ile entegrasyonu tehdit olarak algılıyor. Ancak bütün bunlara rağmen Ukrayna’da Yanukoviç rejimin Rusya ile Avrupa Birliği arasında yaptığı manevralar  Kiev’in nihai aşamada Avrasya Birliği’ni tercih edeceğine ilişkin bir ihtimale yer bırakıyordu.  Rusya’nın Ukrayna’ya açık müdahalesi ve Kırım’ı işgaliyle birlikte bu ihtimal ortadan kalktı. Rusya’nın “küçük kardeşi” olmaktan her zaman rahatsızlık duyan Ukraynalıların bu aşamadan sonra yakın yıllarda Rusları kendi müttefiki olarak görmeleri çok zor.  Dolayısıyla, Avrasya entegrasyon projesinin Putin’in hayal ettiği ve Nazarbayev’in iddia ettiği gibi küresel güç merkezine dönüşmesi olasılığı  Rusya’nın Ukrayna’daki taktik zaferine rağmen, şimdi çok daha zor. Zira Ukrayna olmadan Rusya’nın Avrasya mekanındaki entegrasyon projeleri amacına ulaşmış sayılamaz.
Gönül Şamilkızı - TRT Türk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara