2 Ağustos 2013 Cuma

First Lady cumhurbaşkanı mı olacak?

Azerbaycan’da  cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tarihi netleşti. Yüksek Seçim Kurulu, seçimlerin 9  Ekim Çarşamba günü yapılmasına karar verdi.  Aslında  yasa gereği seçimlerin 16 Ekim’de  – yani Cumhurbaşkanının görev süresinin bittiği gün yapılması gerekiyordu. Ancak 16 Ekim Kurban Bayramı’na denk geldiği için tarih değişikliğine gidilmesi kararı alındı. Seçimin bir hafta sonraya – 23 Ekim’e alınması bekleniyordu, ancak Yüksek Seçim Kurulu, muhalefetin usulsüzlük eleştirisine rağmen  bu tarihin 9 Ekim olmasına karar verdi.

Sekizinci seçim
1375449597_05dae768-7756-48d3-b245-170324f61bf9mw1024ns.jpgAzerbaycan’da cumhurbaşkanı 5 yıllık süreyle görev yapıyor. 9 Ekim seçimleri, Azerbaycan’da cumhurbaşkanlığı usul-idaresinin oluşturulmasının ardından yapılan sekizinci seçim olacak.  Ülkede ilk cumhurbaşkanlığı seçimi bağımsızlık ilanından önce - 1990 yılında parlamentoda yapıldı. Bu seçimle Ayaz Mütellibov Azerbaycan’ın ilk cumhurbaşkanı oldu.  Eylül 1991’de ise ilk kez Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi – Ayaz Mütellibov’un  tek aday olarak girdiği seçimde %98,5 oy aldığı açıklandı.  1375449621_c999bc3bclfc999zelc3a7ibc999y-0131.jpgBağımsız Azerbaycan’ın ilk Cumhurbaşkanı ise 1992 yılında ilk demokratik seçimle göreve gelen Ebülfez Elçibey oldu. Elçibey, %59,4 oyla Cumhurbaşkanı seçildi.   1993 senesinde Elçibey istifa ettirildi ve aynı yıl yapılan erken seçimlerde Haydar Aliyev göreve geldi. Haydar Aliyev’in %98,8 oyla seçildiği açıklandı.  Haydar Aliyev iki dönem bu görevde kaldı.  2003’te İlham Aliyev görevi babasından devraldı.  Aliyev, 2008 yılında muhalefetin boykot ettiği seçimde yeniden Cumhurbaşkanı görevine geldi.
İktidarın adayı Aliyev mi, Aliyeva mı?

Azerbaycan’da 18 Mart 2009’da muhalefetin tüm itirazlarına rağmen,  anayasaya değişiklik yapılarak cumhurbaşkanının iki dönemden fazla görev yapmasını kısıtlayan madde kaldırıldı. Böylelikle, İlham Aliyev’in istediği kadar aday olabilmesinin önü açılmış oldu ve iktidarın 2013 için adayının Aliyev olacağı kesinleşti.  İktidarda bulunan Yeni Azerbaycan Partisi  7 Haziran 2013’de düzenlenen olağan kongresinde  İlham Aliyev’in üçüncü dönem için adaylığını öne sürdü.1375449717_ap09071307565.jpg
Ancak YAP’ın resmen İlham Aliyev’in adaylığını öne sürmesine rağmen  son aylarda cumhurbaşkanının eşi Mihriban Aliyeva’nın da aday olabileceğine yönelik ihtimaller gündeme geldi.  İktidar yanlısı Demokratik Azerbaycan Dünyası Partisi içinden bir kanat, bu ihtimalleri güçlendiren bir adım atarak Mihriban Aliyeva’nın adaylığını destekleyeceklerini açıkladı. Demokratik Azerbaycan Dünyası Partisinin açıklaması, iktidar içerisindeki kararsızlığın yansıması olarak değerlendirildi.


Mihriban Aliyeva bir sonraki seçime mi hazırlanıyor?
Cumhurbaşkanının eşinin aday olacağına ilişkin açıklama iki-üç gün sonra yalanlandı. İktidarın tek adayının İlham Aliyev olduğu vurgulandı. Yeni Azerbaycan Partisi yetkililerine göre Mihriban Aliyeva’nın adının gündeme getirilmesi bir provokasyondu.  Yalanlama gelse de Azerbaycan’da çoğu kişi Mihriban Aliyeva’nın bir sürpriz yapabileceğini düşünüyor.1375449751_4894.jpg
Hatta kimilerine göre, bu iddianın ortaya atılması da toplumun Mihriban Aliyeva’nın cumhurbaşkanlığı görevine gelme olasılığına hazırlığın bir parçası.
First lady, büyük olasılıkla bu seçimde aday olmayacak, ama bir sonraki seçim için güçlü bir aday olarak ismi ön plana çıkıyor. Mihriban Aliyeva’nın ve ailesinin iktidar içerisindeki konumunun son yıllarda güçleniyor olması da bu iddiaları destekliyor. First Lady Aliyeva geçtiğimiz haziran ayında Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan yardımcılığı görevine getirilmişti. Kocasının yardımcısı olarak partide en önemli ikinci koltuğa oturması da Aliyeva’nın cumhurbaşkanlığı adaylığı hazırlığının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Muhalefetin Milli Şura’sı
Peki iktidar bir sonraki seçimler için plan yaparken Azerbaycan muhalefeti ne durumda?
1375450007_5602921a-7e8b-4362-b0e9-aa2b37c88b22mw1024ns-1.jpgAzerbaycan muhalefeti her zaman olduğu gibi uzun süre  “en şanslı aday”  mı, yoksa  “ortak aday” mı tartışması yaşadıktan sonra ikinciye karar verdi. Haziran ayının başında tabandan gelen birlik taleplerinin de etkisiyle önemli muhalefet partilerini, aydınları ve diğer tanınmış isimleri bir araya getiren, 129 üyeden oluşan Milli Şura tesis edildi.   1918’de Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’ni ilan eden Milli Şura’dan esinlenen kurumun başına  “Oscar” ödüllü  ünlü yönetmen ve senaryo yazarı Rüstem İbrahimbeyov getirildi.  En önemli görevinin iktidarı halka geri vermek olduğunu açıklayan Milli Şura’nın seçime ortak adayla gideceği,  bu adayın kazanması durumunda 2 yıl sonra ülkede  özgür ve demokratik seçim yapılacağı bildirildi.
Stratejik konuda görüş ayrılığı
1375450075_6ffbfcd8-87f7-45c6-8fbc-9735be27c370mw1024ns.jpgMilli Şura’nın stratejik konular ve adaylıkla ilgili kafa karışıklığı yaşadığı daha ilk günlerde kamuoyuna yansıdı.  Şura’da temsil olunan geleneksel muhalefet (Müsavat Partisi başta olmak üzere çoğunluğu 1992-93 yılındaki Elçibey iktidarının temsilcilerinden oluşan güçler)  Azerbaycan’ın Avrupa’ya entegrasyonunun Milli Şura’nın önceliklerinden biri olmasını talep etti.  Önce kabul edilen bu madde sonradan değiştirildi. Rüstem İbrahimbeyov başta olmak üzere Şura’da temsil olunan diğer güçler, Avrupa ve NATO’ya entegrasyon konusunu beyanname metnine dahil etmeyince Müsavat Partisi buna tepki verdi.
1375450101_maxresdefault.jpgBu tepki üzerine taraflar ortak bir metin üzerinde anlaştılar, ancak Rüstem İbrahimbeyov Milli Şura’nın tesis toplantısına gönderdiği tebrik mektubunda Avrupa’ya entegrasyon konusunda  acele etmenin etik olmadığını kaydedince çatlak ortaya çıkmış oldu. Müsavat Partisi Genel Başkanı İsa Kamber,  basına açık toplantıda okunan bu mektuba sert tepki göstererek Avrupa'ya entegrasyon konusunun kendileri için kırmızı çizgi olduğunu söyledi.   Bunun üzerine Rüstem İbrahimbeyov ve taraftarları Avrupa’ya entegrasyonun kendileri için de önemli olduğunu bildirdi.  Ancak bu, iktidar taraftarlarının ve kamuoyundaki bazı kesimlerin Milli Şura’yı Rusya yanlısı kurum adlandırmasının önüne geçemedi. Rusya ile hiçbir zaman işbirliği içerisinde olmayacak Batı eğilimli muhalefeti de içinde bulundurmasına rağmen,  bu tartışma yüzünden Milli Şura’nın Rusya yanlısı olması algısı ülke sınırlarını bile aştı.  Müsavat Başkanı, Şura’nın Rusya projesi olmadığını söylese de, açıklamalarının birinde  “Milli Şura’nın Azerbaycan’ın çıkarları doğrultusunda faaliyet göstermesi için elimizden geleni yapacağız”  diyerek kendi partisini bu algının dışında tutmaya çalıştı.
Kan uyuşmazlığı
1375450206_eldarnam.jpgMilli Şura’nın  daha önceki muhalif birliklerden farkı, geleneksel muhalefetin yanı sıra,  daha önce Aliyev iktidarında temsil olunan veya Aliyev iktidarına sempatisi olan bir takım isimleri de bünyesinde barındırıyor olması.  Genelde iktidar değişikliğinin sağlanması için önemli görülen bu faktörün Azerbaycan’da ne kadar etkili olduğu ise tartışmalı.   Avrupa’ya entegrasyon konusundaki görüş ayrılığı geleneksel muhalefetle eski iktidar temsilcileri arasındaki kan uyuşmazlığının belirtilerinden sadece birisi.  Bu faktör sadece stratejik konularda değil,   teknik meselelerde de kendini gösteriyor.  Şura Başkanı ve muhalefetin  ortak adayı Rüstem İbrahimbeyov ve  yakın çevresinin çoğu zaman geleneksel muhalefetin liderlerine danışmadan birlik adına verdiği kararlar karşı tarafta tepki doğuruyor.  Geleneksel muhalefetin Milli Şura’da ve toplumda etkisini koruma adına verdiği  kararlar ve açıklamalar ise diğer tarafın tepkisine neden oluyor. Sonuç olarak spontane, çelişkili kararlar ortaya çıkıyor ve bu da muhalefetin tabanında haklı endişelere neden oluyor.
Aday belirsizliği
1375449810_rustem-ibragimbekov.jpgSeçimlere iki aydan biraz fazla süre kalıyor,  ancak halen muhalefetin adayı konusundaki belirsizlik sürüyor. Aslında Azerbaycan muhalefetinin ortak bir adayı hem var hem de yok. Muhalefet,  daha haziran ayında Milli Şura Başkanı Rüstem İbrahimbeyov’un adaylığını öne sürdü.  Ancak,   İbrahimbeyov’un Azerbaycan vatandaşlığının yanı sıra Rusya vatandaşlığı bulunuyor.
Azerbaycan yasalarına göre,  bu durumda cumhurbaşkanı adayı olamaz.  Ünlü yönetmen önce Rusya vatandaşlığının değil, SSCB’den kalma pasaportunun bulunduğunu açıkladı. Daha sonra ise Rusya vatandaşlığından çıkmak için başvuruda bulunduğunu bildirdi.  1375450658_images-6.jpg
Bu nedenle  Ocak 2013’de kendi partisi tarafından adaylığı öne sürülen Müsavat Partisi Genel Başkanı İsa Kamber , İbrahimbeyov’un adaylığını desteklediğini, ancak partisinin kararının da halen iptal edilmediğini bildirdi. İsa Kamber, İbrahimbeyov’un adaylığı ile ilgili hukuki sorunların çözülememesi durumunda Milli Şura’nın adaysız kalmaması gerektiğini, muhalefetin tüm ihtimallere hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.  Ali Kerimli liderliğindeki Halk Cephesi Partisi dahil, Milli Şura’da temsil olunan diğer güçler  ise Müsavat Başkanının bu tutumuna tepki gösterdi.  İsa Kamber’in bu tavrının iktidara İbrahimbeyov’un adaylığını engellemesi için bahane vereceği iddia edildi.  “B” planına karşı çıkan siyasi güçler, “ya İbrahimbeyov, ya İbrahimbeyov” diyerek, ünlü yönetmenin adaylığı ile ilgili engeller kaldırılmadığı durumda seçimlerin boykot edilmesi önerisini dile getirdi.  Müsavat Partisi ise boykota karşı tavrını sürdürüyor…
İbrahimbeyov  gelecek mi?

Tüm bu tartışmaların üzerine bir de Rüstem İbrahimbeyov’un  Bakü’ye dönüp-dönmeme konusundaki kararsızlığı eklenince muhalif cephede   durum iyice zorlaştı.  1375450712_13727604460454.1000x800-1.jpegDaha önce 2 Ağustos – Sinema Gününde Bakü’ye döneceğini açıklayan, ardından 31 Temmuz için dönüş bileti aldığını söyleyen İbrahimbeyov aniden karar değiştirerek kendisiyle ilgili “gelmeyecek” düşüncesinde olanların kuşkularını doğrulttu.  Milli Şura Başkanı, “Amerika’daki danışmanları”nın tavsiyesi üzerine Bakü’ye dönmeden önce Moskova’ya gitme kararı aldığını açıkladı. Ünlü yönetmen, Rusya vatandaşlığından çıkma işlemlerini hızlandırmak için Moskova’ya gideceğini, bundan sonra Bakü’ye döneceğini bildirdi.   Bakü’ye gelme fikrinden taşınmasını ise Azerbaycan iktidarının kendisiyle ilgili açtığı davalarla açıkladı. İbrahimbeyov, Bakü’ye dönmesi durumunda iktidarın bu davaları bahane ederek ülkeden çıkışına izin vermeyeceğini, bu durumda vatandaşlık işlemlerini çözemeyeceğini, dolayısıyla da seçime katılamayacağını öne sürdü.  Muhalefetin ortak adayı, Milli Şura üyelerini görüşme için Tiflis’e davet etti.  Ve Milli Şura üyeleri 30 Temmuz’da Gürcistan başkentinde İbrahimbeyov’la bir araya geldi. Ancak bu görüşme de İbrahimbeyov’un ülkeye dönüp-dönmeyeceği konusundaki belirsizliğe son koymadı.  Muhalefetin adayı Tiflis’ten Moskova’ya gitti. İbrahimbeyov’un ne zaman döneceğine Milli Şura’nın karar vermesi konusunda görüş birliğine varıldı, ancak bu kararın ne zaman verileceği halen belirsiz.1375450775_6105.jpg
Düğümün anahtarı Putin’in elinde mi?

Tiflis’te toplanan Milli Şura üyeleri Rüstem İbrahimbeyov’un Rusya vatandaşlığına son verilmesiyle ilgili işlemlerin hızlandırılması için Vladimir Putin’e müracaat etme kararı aldı.  Ancak İlham Aliyev’le arası ne kadar kötü olursa-olsun, Putin’in muhalefetin bu talebine olumlu cevap vermesi inandırıcı değil.  1375450794_vladimir-putin-glasses.jpgPutin İbrahimbeyov’un vatandaşlık sorununun  çözümünü isteseydi, bu konunun tartışılmasına bile gerek kalmazdı ve şimdiye kadar çözülürdü.  Sadece bu olay bile Milli Şura’nın Rusya yanlısı kurum olması tezini çürütüyor. Ancak yine de Milli Şura’nın Rusya yanlısı kurum olması algısı gerek Putin rejiminin, gerekse de Aliyev iktidarının işine geliyor. Putin için bu algı,  Aliyev iktidarı üzerinde baskı kurmak ve Batı’ya Azerbaycan’da siyasetin tamamını kontrol ettiğini göstermek açısından önemli. Aliyev iktidarının ise dış dünyaya, özellikle de Batı’ya  muhalefetin Rusya yanlısı olduğunu empoze etmek açısından işine geliyor.
Ya aday gelmezse?
Şimdi Milli Şura’nın hem bu algıyı dağıtması, hem de kendi içerisindeki aday belirsizliğine son vermesi gerekiyor.  Rüstem İbrahimbeyov’un  adaylık başvurularının resmen başlayacağı 9 Ağustos’a kadar ülkeye dönmesi, hatta dönse bile vatandaşlık işlemlerini sonlandırması mümkün görünmüyor? Peki, bu durumda ne olacak?
1375451151_5621.jpgMüsavat Partisi, yakın günlerde Milli Şura’nın toplantısının çağrılmasını talep edecek ve İbrahimbeyov’un adaylığının da korunması kaydıyla, Şura’nın aydınlar arasından başka bir aday belirlemesini isteyecek.  Parti lideri İsa Kamber,   İbrahimbeyov’un adaylığı ile ilgili sorunların aşılmaması durumunda muhalefetin seçim sürecinin kesintiye uğramaması için bunun çok önemli olduğunu söylüyor. Milli Şura’da temsil olunan diğer partiler ise halen İbrahimbeyov’un seçime katılamaması durumunda boykottan yana.  1375451275_a2b6c116-ff45-46fd-a691-c19e9e331669mw1024ns.jpgGerçi son günlerde bazı Halk Cephesi temsilcileri de yedek aday belirlenmesi fikrine sıcak bakmaya başladı, ancak genel eğilim boykottan yana.  İki taraf da tavrını değişmez, bu durum devam ederse, Milli Şura’nın dağılması kaçınılmaz olacak. Bu durumda büyük olasılıkla Müsavat Partisi seçimlere kendi adayı ile katılacak.
Batı’nın tavrı belirsiz

1375451338_avrupa-parlamentosu.jpgÇoğu eski Sovyet ülkelerinde olduğu gibi, Azerbaycan’da da seçimlerde Batı’nın sergilediği tavır önemli.  Azerbaycan’da son yıllarda yapılan tüm seçimler ABD ve Avrupa kurumları tarafından şaibeli diye eleştirilse dahi, “demokrasiye doğru bir adım” olarak değerlendirildi.    Bu sene ise Batı, değerlendirme yapma gereği bile görmüyor. Avrupa Parlamentosunun Demokrasiye Destek ve Seçim Koordinasyon Ofisi ile AGİT Parlamenterler Meclisi, seçimlere gözlemci göndermeme kararı aldı. Avrupa Parlamentosunun gözlemci konusunda kararını eylülde vermesi bekleniyor, ancak burada da eğilim seçime gözlem misyonu göndermemekten yana.  1375451303_osce-flags-large.jpgAGİT’in seçim gözlemleme konusunda uzmanlaşmış Demokratik Tesisatlar ve İnsan Hakları Bürosu daha kendilerine seçim için davetiye gönderilmediğini açıkladı. Bütün bunların üzerine bir de AGİT’in Bakü ofisinin statüsünün değiştirileceği, ofis yerine proje koordinatörlüğünün tercih edileceği öğrenildi.   Batı’nın bu ilki seçimlere ilgisizliği iktidar ve muhalefet cephelerinde farklı şekilde değerlendiriliyor. İktidar, Batı’nın artık Azerbaycan’da demokratik seçimlerin yapıldığına ikna olduğunu, bu nedenle gözlemci gönderme gereği duymadığını iddia ediyor. Muhalefet ise Batı’nın artık Azerbaycan’da demokratik seçim vaatlerine inanmadığı için gözlemci göndermeme kararı aldığını bildiriyor.  Hangi görüşün gerçeğe daha yakın olduğu ise yine seçimde görülecek…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara